1. Anasayfa
  2. Keşfet

Oslo Gezi Rehberi: Kuzeyin Asil Başkentinde Macera ve Kültürel Keşifler

Oslo Gezi Rehberi: Kuzeyin Asil Başkentinde Macera ve Kültürel Keşifler
Oslo Gezi Rehberi: Kuzeyin Asil Başkentinde Macera ve Kültürel Keşifler
0

Merhaba gezgin ruhlar! Ben Ceren Gezgin. Bu kez pusulamız Kuzey Avrupa’nın kalbine, Norveç’in zarif başkenti Oslo‘ya çevrildi. İlk başta uygun uçak bileti fiyatlarıyla cezbeden bu şehir, araştırmalarımız derinleştikçe dünyanın en pahalı şehirlerinden biri olduğu gerçeğiyle yüzleştirdi bizi. Ama bir kere yola çıkma kararı alınca, durmak olmazdı değil mi?

Bir haftalık Norveç maceramızın üç gününü Oslo‘ya ayırdık. Yanımızda getirdiğimiz zeytinden peynire, salamlardan kuruyemişlere kadar çeşit çeşit atıştırmalıklarla olası maliyet artışlarına karşı önlem aldık. Norveç’te bir bardak balık çorbasına 35 TL ödeyince, iyi ki de yanımızda getirmişiz dedik. Kuzey Kutbu’na yakın bu şehirde yılın büyük çoğunluğunun soğuk ve yağışlı geçtiğini okumuştuk. Bu yüzden kaz tüyü montlarımız, şapka ve eldivenlerimiz bavulumuzun demirbaşı oldu. Neyse ki, varış günümüz dışında hava bize güldü ve gezimizi engelleyecek bir yağışla karşılaşmadık.

Oslo’ya Ulaşım ve Şehir İçi Keşif: Kuzeyin Kapıları Nasıl Aralanır?

Esenboğa’dan İstanbul aktarmalı uçağımız öğleden sonra Oslo‘ya vardı. Havalimanından şehir merkezine giden trenlerden ilkine atladık. Ancak bu yirmi dakikalık kısa seyahat için ödediğimiz 180 Norveç Kronu (yaklaşık 600 TL!) hepimizin gözlerini yuvalarından fırlattı. Meğerse iki farklı tren varmış: ekspres olan 180 Kron, normal tren ise 90 Kron. Eğer Oslo‘ya yolunuz düşerse, bu ince detayı aklınızda bulundurun derim! Dönüşte elbette normal treni tercih ettik.

Oslo Merkez İstasyonu‘nda (Oslo Sentralstasjon) indikten sonra otobüs duraklarına yürüdük. Kiosk’tan aldığımız 30 Kron’luk (yaklaşık 100 TL) tek kullanımlık biletlerle otelimize doğru yola çıktık. Şiddetli bir yağmur altında, yolumuzu şaşırmışken yardımımıza koşan genç bir Norveçli delikanlı, otelimize kadar eşlik etti. Bu yardımseverlik, seyahatimiz boyunca sıkça karşılaştığımız Norveç ruhunun harika bir örneğiydi.

Konaklama için Cochs Pensjonat‘ı tercih ettik ve herkese şiddetle tavsiye ederim. Hem fiyatı makul hem de konumu harikaydı. Üç gece için kişi başı yaklaşık 420 TL ödedik. Odalardaki mutfak imkanları, bizim gibi bütçe dostu gezginler için altın değerindeydi. Resepsiyondan tencere-tabak alabileceğimizi ne yazık ki dönüşte öğrendik ama yanımızdaki kağıt tabaklar imdadımıza yetişti.

Oslo’da Neler Yapılır? Unutulmaz Rotalar ve Gizli Kalmış Güzellikler

Otelimize yerleşir yerleşmez, çevreyi tanımak için yağmur dinince bir yürüyüşe çıktık. Pazar olması sebebiyle birçok yer kapalıydı. Hem ısınmak hem de bozuk para ihtiyacımızı gidermek için bir McDonald’s’a girdik. On kişi teker teker 1000 Kron uzatarak sıcak çikolata istediğimizde kasiyerin yüzündeki şaşkınlığı görmek paha biçilemezdi!

Sanatın ve Doğanın Buluştuğu Adres: Vigeland Parkı

İkinci günümüzün sabahında, Oslo gezi rehberimizin en özel duraklarından biri olan Vigeland Sculpture Parkı‘na doğru yola çıktık. On beş dakikalık bir yürüyüşün ardından cennet gibi bir parka adım attık. Burası, tek bir sanatçı, 1869-1943 yılları arasında yaşamış Gustav Vigeland tarafından yapılmış dünyanın en büyük heykel parkıydı. 200’den fazla bronz ve granit insan heykeli ile 13 adet dökme demir kapı, parkın beş ayrı bölümünde (Ana Kapı, Köprü, Şelale, Monolith Platosu ve Yaşam Döngüsü) yer alıyordu. Vigeland Parkı, yılda bir milyonun üzerinde ziyaretçisi olan, 24 saat açık ve ücretsiz bir açık hava müzesiydi. Binlerce insan gezmesine rağmen tek bir çöp bile olmaması Norveçlilerin çevre bilincini gözler önüne seriyordu.

  • Monolith: 14,12 metre uzunluğundaki bu yekpare granit sütun, birbiri üzerine yığılmış 121 insan figürüyle yaşam döngüsünü anlatıyordu. 14 yılda tamamlanan bu eser, gerçekten hayranlık uyandırıcıydı.
  • Köprü: 100 metre uzunluğundaki bu bölüm, tekli ya da ikili insan heykellerinden oluşan 58 parçaya ev sahipliği yapıyordu. En dikkat çekeni ise defalarca protestolara ve hırsızlıklara konu olmuş, sonrasında yerine sabitlenmiş “Kızgın Çocuk” heykeliydi.
  • Bebek Heykelleri: Köprünün bitimindeki küçük bahçede yer alan bu sevimli figürler arasında, “Kafa Üstü Duran Bebek Heykeli” parkın ikinci ünlü eseriydi. Buradaki göl manzarası ve ördekler huzur vericiydi.

Vikinglerin İzinde ve Norveç Kültürünün Kalbinde: Müzeler Adası Bygdøy

Dört saate yakın süren Vigeland Parkı gezimizden sonra, 1 Mayıs resmi tatili ve ardından gelen Pazartesi müze kapalı günleri nedeniyle açık olan nadir müzelerden biri olan Viking Müzesi‘ne yöneldik. Tekneyle ulaştığımız Bygdøy bölgesindeki Viking Müzesi‘nde, 9. yüzyıldan kalma, dünyanın en iyi korunmuş Viking gemi kalıntılarını ve döneme ait birçok eşyayı yakından inceleme fırsatı bulduk. Grup indirimiyle kişi başı 100 Kron ödeyerek içeri girdik.

Dönüş yolunda, tabelasını gördüğümüz Norveç Halk Müzesi‘ne de uğradık. Sergi kısmı kapalı olsa da, geniş bahçesini gezebildik. Burada, Norveç tarihine ışık tutan 155 farklı geleneksel ev ve 13. yüzyıldan kalma ahşap Stave Kilisesi bulunuyordu. Sanki zamanda yolculuk yapmış gibi hissettik. Müzenin açık olduğu saatlerde çalışanların o dönemin yaşamını canlandırdığını duyduk, tam bir gün ayırmadan hakkını veremeyeceğiniz bir yer burası.

Liman bölgesine geri dönerken, Nobel Barış Merkezi‘nin önünden geçtik. 1 Mayıs nedeniyle kapalıydı ama dışarıdan bile etkileyici duruyordu. Akşamüstü deniz kenarındaki restoranların sıralandığı yolda yürürken, hava ne kadar soğuk olursa olsun meşhur Hennig Olsen dondurmacısına dayanamayıp dondurma aldık. Arkadaşlarımın dondurmalarını fındık sanıp kıtırlaşmış soğanlara bulaması, o soğuk havada bizi kahkahalara boğdu!

Şehrin Kalbinde Tarih ve Modernizm: Saraydan Operaya

Oslo‘daki son günümüzde rotamız, otelimize yürüme mesafesinde olan Kraliyet Sarayı‘ydı. Neoklasik tarzda 1848’de tamamlanmış bu görkemli yapı, Norveç kraliyet ailesine ev sahipliği yapıyordu. Sarayın önündeki Karl Johan heykeliyle ve geleneksel giysili askerlerle fotoğraf çektirdik. Askerlerin her gün 13.30’da yaptığı nöbet değişimini kaçırmış olsak da, sarayın ihtişamı görülmeye değerdi.

Ardından, bahçesinde heykellerle dolu olan National Theater‘a (Ulusal Tiyatro) geçtik. Barok mimarisiyle dikkat çeken bu bina, Norveç’in drama tarihinde önemli bir yere sahipti. Yolun karşısında ise Oslo Üniversitesi‘nin güzel binaları yükseliyordu. Sarayın önünden başlayan ve Oslo‘nun en canlı noktası olan Karl Johans Gate, alışverişin kalbiydi.

Sokağın devamında ulaşmaya çalıştığımız National Gallery ise Pazartesi kapalıydı. İçinde Norveçli ve Avrupalı birçok sanatçının eserine, özellikle de dünyaca ünlü Norveçli ressam Edvard Munch‘un “Çığlık” (Scream) tablosuna ev sahipliği yaptığını biliyorduk. Maalesef bu başyapıtı yerinde göremesek de, Oslo‘dan bahsedip de ‘Çığlık’tan söz etmemek olmazdı!

Oslo Katedrali‘ni ve Parlamento Binası‘nı dışarıdan gördükten sonra, mimari harikası Norveç Ulusal Opera ve Bale Binası‘na yürüdük. Kutuplardan ilham alınarak inşa edilen bu beyaz üçgen yapı, sudan yükseliyormuş gibi duruyordu. En güzeli de, çatısına yürüyerek çıkıp Oslo‘nun panoramik manzarasını seyredebilmemizdi. Bir opera izleyemesek de, çatısından şehrin tadını çıkardık.

Sonrasında, biraz daha yerel bir deneyim yaşamak için Grønland bölgesine doğru yola çıktık. Burası, farklı kültürlerden insanların yaşadığı, daha salaş mağazaların ve marketlerin olduğu bir bölgeydi. Ekibimin sızlanmalarına kulak tıkayarak hedefime, yani Munch Müzesi‘ne doğru yürüdüm. On kişi olduğumuz için grup indirimli biletlerle müzeye girdik. İçeriye çanta alınmadığı için fotoğraf makinemi de bırakmıştım ve inanın çok pişman oldum! Edvard Munch‘un muhteşem eserlerini fotoğraflamak isterdim. Müzede ayrıca fotoğrafçı Mapplethorpe’un eserleri de sergileniyordu.

Munch Müzesi‘nden çıktıktan sonra, rengarenk sokaklarıyla ünlü Grünerløkka‘ya doğru yürümeye devam ettik. Devasa bir avizeyle karşılaştığımız bir sokağın ardından, fotoğraf çekmek için ideal, capcanlı boyanmış bir sokağa ulaştık. Hatta birkaç Norveçli sporcu genç, fotoğraf karelerimize esprili bir şekilde dahil oldu!

Akşam yemeği için tekrar Karl Johans Gate‘e döndük. Son gecemizde dışarıda yemek yiyecektik. Hediyelik eşya mağazalarından birinden, güler yüzlü çalışanların tavsiyesiyle harika bir restorana gittik ve Oslo‘daki son akşam yemeğimizde lezzetli balıkların tadını çıkardık.

Ceren’den Gezi İpuçları

  • Bütçe Dostu Beslenme: Norveç oldukça pahalı bir ülke. Yanınızda kuru yemiş, atıştırmalık, konserve gibi bozulmayacak gıdalar getirmek bütçenize dost olacaktır.
  • Akıllı Ulaşım Seçenekleri: Oslo Havalimanı’ndan şehir merkezine giderken ekspres tren yerine normal treni tercih ederek ciddi bir tasarruf sağlayabilirsiniz.
  • Müze Saatlerine Dikkat: Özellikle Pazartesi günleri veya resmi tatillerde birçok müze kapalı olabiliyor. Gitmeden önce internetten güncel açılış saatlerini kontrol etmek hayal kırıklığı yaşamanızı engeller.
  • Konaklamada Mutfak Avantajı: Eğer uzun kalacaksanız, mutfaklı bir konaklama seçeneğiyle kendi yemeklerinizi hazırlayarak maliyetleri düşürebilirsiniz.

Oslo, kuzeyin soğuğuna ve pahalılığına rağmen, gelişmişliği, yemyeşil parkları, demokratik yapısı ve en önemlisi kibar, yardımsever insanlarıyla aklımda yer eden çok güzel bir şehir oldu. Her köşesinde farklı bir hikaye, bambaşka bir keşif saklıydı.

Peki ya siz? Oslo‘nun hangi köşesini keşfetmek isterdiniz ya da bu şehirle ilgili deneyimleriniz neler? Yorumlarda benimle paylaşmayı unutmayın! Belki bir sonraki maceramızda buluşuruz, kim bilir?

Merhaba! Ben Ceren Gezgin, dünyayı gezmeyi ve yeni yerler keşfetmeyi seven biriyim.Soy adım gibi gerçekten gezginim. Çocukluğumdan beri gezmeyi ve keşfetmeyi çok seviyorum. İlk kez 18 yaşında yurt dışına çıktım ve o günden beri farklı ülkeleri gezmeye devam ediyorum.Gezdiğim yerler arasında Türkiye, Avrupa, Asya ve Afrika'dan ülkeler var. Gezdiğim yerleri ziyaret ederken sadece turistik yerleri değil, yerel hayatı da deneyimlemeye çalışıyorum. Yerel halkla tanışıyor, onların kültürlerini ve yaşam tarzlarını öğreniyorum.Gezilerimi ve deneyimlerimi fiyatinedir.net sitesinde paylaşıyorum. Sitede ülke rehberi, şehir rehberi, gezilecek yerler, konaklama, ulaşım ve yeme-içme gibi konularda bilgiler bulabilirsiniz.Dünyayı benimle tanımanızı çok isterim. Farklı kültürleri, farklı yaşam tarzlarını ve farklı güzellikleri keşfetmenize yardımcı olmak istiyorum.

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir