Merhaba Gezgin Ruhlar! Benim Adım Ceren Gezgin ve Bugün Sizi Como Gölü’ne Götürüyorum!
Bugün sizi İtalya’nın kuzeyindeki, dağların kucakladığı, maviyle yeşilin en romantik buluşma noktasına, Como Gölü’ne götürüyorum. İsviçre sınırına yakın konumu ve Y şeklindeki eşsiz yapısıyla Como Gölü, İtalya’nın üçüncü büyük incisi unvanını taşıyor.
Burası sadece bir göl değil; adeta masallardan fırlamış, zarafetiyle büyüleyen, huzur dolu bir kaçış noktası. Özellikle dünyaca ünlü isimlerin ve İtalyan aristokratlarının favori tatil adresi olmasıyla ünlenen bu bölge, her köşesinde kendine özgü bir hikaye barındırıyor. Şık lüks villaları, yemyeşil doğası ve dingin atmosferiyle burası, ruhunuza dokunacak bir deneyim vadediyor.
Milano’dan Como Gölü’ne Nasıl Gidilir: Trenle Büyülü Bir Yolculuk
Milano’nun hareketli atmosferinden sonra Como Gölü’nün dinginliğine ulaşmak düşündüğünüzden çok daha kolay! Ben de bu büyülü yolculuğa Milano’dan çıktım ve size en pratik yolları anlatmak istiyorum.
- Milano Centrale İstasyonu: Buradan kalkan direkt hızlı trenler, sizi kısa sürede Como S. Giovanni İstasyonu’na ulaştırıyor.
- Garibaldi İstasyonu: Eğer hızlı trenin saatini kaçırırsanız veya daha esnek olmak isterseniz, Garibaldi İstasyonu’na metroyla veya başka bir trenle geçiş yaparak aktarmalı seferleri tercih edebilirsiniz.
- Cadorna Tren İstasyonu: Alternatif olarak, Cadorna Tren İstasyonu’ndan da Como’ya giden trenlere binebilirsiniz.
Biletlerinizi istasyonlardaki makinelerden nakit ya da kredi kartıyla rahatlıkla alabilirsiniz. Unutmadan, tek yön ikinci sınıf bir tren bileti ortalama 4.80 Euro civarında, yani oldukça bütçe dostu bir başlangıç!
Ve en önemli ipucu: Treninize binmeden önce, satın aldığınız biletinizi istasyondaki valide etme (okutma) makinelerine okutmayı sakın unutmayın! Aksi takdirde, bilet kontrolünde can sıkıcı bir ceza ile karşılaşabilirsiniz. Benim başıma gelmedi ama duymuşluğum çok.
Como’da üç farklı tren istasyonu bulunuyor; ancak genelde Como S. Giovanni ve göl kıyısına en yakın olan Como Lago İstasyonu tercih ediliyor. Ben S. Giovanni’de indim ve göl kenarına doğru o enfes parkın içinden keyifli bir yürüyüşle indim. Yaklaşık 500-600 metrelik bu yürüyüş bile Como’nun atmosferine dalmak için harika bir başlangıçtı!
Como Kasabası: Tarihi Dokunuşlar ve Lezzet Durakları
Gölün güneybatı ucunda yer alan Como kasabası, tarihi dokusu ve canlı atmosferiyle hemen kalbimi çaldı. Göl kıyısında konumlanan Piazza Duomo ve adeta göğe uzanan görkemli Como Katedrali, şehrin merkezi ve ruhu gibi.
1396’da yapımına başlanan ve dört asırda tamamlanan Como Katedrali, İtalya’daki son Gotik katedrallerden biri olma özelliği taşıyor. Belki İtalya’da birçok katedral gördünüz ve ‘Bir tane daha mı?’ diyebilirsiniz, ama inanın bana, bu katedralin dış cephesindeki detaylar ve içindeki o dingin atmosfer, ziyaret etmeye değer.
Katedralin çevrelediği meydan, şık restoranlar ve samimi kafelerle dolu. Biz de bu tarihi meydanda enfes bir deniz ürünlü pizza keyfi yaptık. Eğer göl manzarasına karşı romantik bir akşam yemeği isterseniz, kıyıdaki restoranlar da harika seçenekler sunuyor.
Como Gölü’nde Yapılacaklar: Maviye Yelken Açın!
Como’ya gelip de Como Gölü tekne turu yapmamak olmazdı! Meydana en yakın iskeleden kişi başı 8.90 Euro ödeyerek bindiğimiz bu bir saatlik gezi, Como Gölü deneyimimin olmazsa olmazıydı. İyi ki yapmışım diyorum, size de şiddetle tavsiye ederim!
- Tekne Gezisi: Tekne boyunca birbirinden şirin iskelelere uğruyor, suyun berraklığına, kıyıdaki yemyeşil doğaya ve adeta kartpostaldan fırlamış gibi duran lüks villalara hayran kalarak ilerliyorsunuz. Dilerseniz bu ara duraklarda inip, etrafı keşfedebilir ve dilediğiniz zaman başka bir tekneyle yolunuza devam edebilirsiniz.
- Füniküler ile Manzara: Gölün o meşhur Y şeklindeki genişliğini tekneyle tamamen gezemesek de, bir saatlik bu tur bile bana Como’nun ruhunu hissettirmeye yetti. Ayrıca gölü kuşbakışı izlemek isteyenler için dağa çıkan bir füniküler de mevcut. Yukarıdan manzara eminim nefes kesicidir!
- Ünlülerin Evlerini Keşfetmek: Evet, George Clooney, Madonna gibi ünlülerin evleri bu bölgede yer alıyor! Planörle göl üzerinde gezinti yaparak bu ünlülerin evlerini tepeden görmek de ayrı bir macera olabilir, tabii ki biraz daha yüksek bir bütçeyle.
Benim gezim Como kasabasıyla sınırlı kalsa da, gölün incisi Bellagio gibi diğer şirin kasabaları da keşfetmek için daha uzun kalmaya değer olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Mart ayında güneşli havada çok rahat dolaştık ama bahar sonu ve yaz aylarında buranın daha da hareketli olduğunu hayal edebiliyorum.
Ceren’den Gezi İpuçları
- Zamanlamanızı İyi Ayarlayın: Günübirlik geziler için dahi ideal, ancak çevredeki kasabaları ve füniküler manzarasını doya doya yaşamak isterseniz, en az bir gece konaklamanızı kesinlikle öneririm. Biz öğlen 12’de ulaştık, akşam 18’de ayrıldık; dolu dolu bir günübirlik geziydi.
- Tren Biletinizi Mutlaka Valide Edin: Milano’dan gelirken tren biletinizi istasyondaki makinelere okutmayı asla unutmayın! Bu basit ama hayati detay, olası cezaları engeller.
- Sadece Como Kasabasıyla Sınırlı Kalmayın: Eğer zamanınız varsa, tekne turu ile Bellagio gibi diğer kasabalara geçip, Como Gölü’nün farklı yüzlerini keşfedin. Her biri kendi hikayesini anlatıyor!
Son Söz: Como Gölü’ne Gitmeli Misiniz?
Como Gölü, İtalya gezisinin klasik tarih ve sanat dolu rotalarına kuzeyden gelen yemyeşil, dingin ve huzur dolu bir soluk getiriyor. Milano’dan kolay ulaşımıyla, ister günübirlik bir kaçamak, ister birkaç günlük bir huzur molası için olsun, burası gerçekten görülmeye değer. Bol miktarda tarih koklayıp, müze ve sanat deneyiminin üzerine kuzeyde yeşil ve mavi dokusunu da görmek harika bir denge oluşturuyor.
Benim gibi macera peşinde koşan bir gezginseniz, Como Gölü’nün o zarif atmosferi sizi de büyüleyecektir. Peki siz daha önce Como Gölü’nü ziyaret ettiniz mi? En sevdiğiniz köşesi neresi oldu? Ya da gitmeyi düşünenlere sizin ne gibi tavsiyeleriniz var? Yorumlarınızı bekliyorum, yeni rotalarda görüşmek üzere!
