Merhaba sevgili gezgin dostlarım!
Moskova gezisi dediğinizde akla ilk gelenlerden biri şüphesiz Bolşoy Tiyatrosu‘nda bir Giselle balesi izlemek, değil mi? Benim için de öyleydi! Bu kültürel keşif, hayallerimin doruk noktasıydı ve tahmin edin ne oldu? Hiç beklemediğim bir maceraya dönüştü. Şimdi size o heyecan dolu anları ve bilet paramı nasıl geri aldığımı anlatacağım!
Moskova’da Bolşoy Tiyatrosu Deneyimi: Karaborsa Bilet Tuzağına Nasıl Düştüm?
Moskova‘daki yapılacaklar listemin en başında, dünyaca ünlü Bolşoy Tiyatrosu‘nun tarihi sahnesinde bir sanat şöleni yaşamak vardı. İnternetteki araştırmalarım sonucunda cumartesi günü öğlen ve akşam Giselle balesi gösterimleri olduğunu öğrenmiştim. Bu eşsiz performansı o tarihi sahnede izleme fikri bile içimi pır pır ettiriyordu.
Ancak bildiğiniz gibi Bolşoy Tiyatrosu‘nun biletleri aylar öncesinden tükeniyor ve gişeden alma şansımız neredeyse hiç yoktu. Çareyi, çoğu Moskova turistinin başvurduğu yöntemde bulduk: kapıda karaborsa bilet aramak! Akşam gösterisini kaçırma riskine karşın, öğlen seansını denemeye karar verdik. Benim için bu kararın, baleyi rahat bir koltukta izleme hayalimin biraz farklı bir şekilde gerçekleşeceğini henüz bilmiyordum.
Bolşoy Tiyatrosu‘nun görkemli önünde, bilet satan kişilerle karşılaştık. En ucuz bileti sorduk, zira amacımız sadece o atmosferi solumaktı; üst balkonlar bile bize yeterli gelirdi. Pazarlık, kişi başı 2000 rubleyle başlayıp, üç bilet için toplam 4000 rublede anlaştık. Parayı ödeyip biletlerimizi aldım. Satıcı, iki biletin yan yana, benimkinin ise ayrı bir yerde olduğunu söyledi. O an, Bolşoy‘da olmanın keyfiyle, “yerin ne önemi var!” diye düşünüp yan yana olanları Nevin ve Zehra’ya verdim. Onlar üçüncü balkonda, ben ise dördüncü katta olacaktım.
Giselle Balesi’ni Ayakta İzlemek: Şaşırtıcı Bir Kültürel Keşif!
Dördüncü kata tek başıma çıktığımda, salonun girişinde şık ve kibar, 70’li yaşlarında bir görevli beni karşıladı. Bana yerimi göstermek için salona girdiğinde gözlerime inanamadım: Üzerinde ‘8’ yazan, sahneyi yandan gören, ayakta durulacak bir yere götürdü beni! Hayatımda ilk defa bir bale gösterisini ayakta izleyeceğim böyle bir yer görmüştüm. Sabah Arbat Caddesi‘nde yaklaşık 6 kilometrelik bir yürüyüş sonrası, dünyanın en ünlü tiyatrolarından birinde Giselle balesini ayakta izleyeceğimi hiç düşünmemiştim! Benim bulunduğum katta birçok izleyici ayakta performansı takip ediyordu.
Müzik başlayıp sanatçılar sahneye çıktığı anda, ayakta olduğumu unuttum. Giselle balesinin büyüsü beni tamamen içine çekti, adeta farklı bir boyuta ışınlandım. İlk sahne bittiğinde dışarı çıktım, koridordan gelen mis gibi kahve kokusunu takip ederek kafeye yöneldim. Kafe, çaydan kahveye, şaraptan kurabiyeye kadar her şeyi sunuyordu. Hızla bir meyve salatası alıp kendime bir koltuk buldum ve on beş dakika dinlendim. İkinci sahne de en az ilki kadar harikaydı. Bolşoy Tiyatrosu‘nun salonu, orkestranın ve sanatçıların performansı gerçekten olağanüstüydü, büyülendim!
Ceren’den Bolşoy Tiyatrosu Ziyaretçileri İçin Özel İpuçları
Tiyatrodan çıkarken arkadaşlarıma yerlerini sorduğumda, “Çok güzeldi, sahnenin tam karşısında oturarak izledik!” dediler. Benim durumumu anlatınca epey güldüler. Şimdi sıra geldi, o ‘özel unvanı’ nasıl kazandığıma!
- Bilet Avı Stratejileri: Eğer mümkünse, Bolşoy Tiyatrosu biletlerini aylar öncesinden resmi kanallardan alın. Karaborsa bilet almayı düşünüyorsanız, biletinizi ve koltuk planını ödeme yapmadan önce mutlaka detaylıca kontrol edin!
- Deneyime Odaklanın: Benim gibi bir sürprizle karşılaşırsanız, unutmayın ki Bolşoy‘da Giselle balesi gibi bir sanat eserini izlemek, ayakta bile olsa, eşsiz bir kültürel keşif ve ömür boyu sürecek bir anıdır.
- Bütçe Dostu Macera: Evet, tam paramı ödeyip oturarak izlemeyi tercih ederdim ama sonunda 1000 ruble geri alarak bu maceranın bana Türk Lirası ile sadece 15 TL’ye mal olması, Moskova gezisimin en bütçe dostu ve en unutulmaz anılarından biri oldu! Unutmayın, bazen en beklenmedik durumlar, en özel anıları yaratır.
Tiyatrodan çıkarken Zehra, “Bak, bilet satanlar hala kapıda, onlara durumunu anlat!” dedi. Yaklaştım. Asıl bilet satan, 40 yaşlarında kibar bir Rus’tu, yanında İngilizcesi daha iyi olan biri konuşuyordu. “Bana ayakta bilet sattınız,” diye başladım, “Hayatımda belki bir daha Bolşoy‘da bale izleme şansım olmayacak, üstelik turistim, sabah 6 km yürüdüm, öğleden sonra Tarih Müzesi‘nde ayakta olacağım ve Moskova‘da son günüm!” İngilizce konuşan kişi, “En ucuz bilet tabi ki öyle olacak,” dedi. Ben de “Üç bilet aldık, sadece birinin ayakta olduğunu söylemeliydiniz,” diye ekledim. Asıl satıcının başını salladığını görünce, beni haklı bulduğunu hissettim. İngilizce konuşan kişi “Peki ne istiyorsun?” dedi. Normalde hazırcevap biri değilimdir ama o an bir şeyler isteyebileceğimi anladım. “Bilet paramı geri verin!” dedim. “Hepsini mi?” diye sordu. O an düşündüm; bu harika baleyi ayakta da olsa izlemiştim. “Sadece 1000 ruble,” dedim. Konuşmalarımızı sessizce dinleyen satıcı, hemen 1000 rubleyi uzattı! Üçümüz de şaşkınlıkla birbirimize baktık. Hemen arkadaşlarıma döndüm: “Haydi kızlar, öğlen yemeği benden!”
İşte böyle sevgili okuyucularım, Bolşoy Tiyatrosu‘ndaki Giselle balesi deneyimim, hem sanat dolu hem de beklenmedik bir pazarlık zaferiyle sonuçlandı. Bu macera, Moskova gezisime unutulmaz bir anı kattı ve bana iyi bir ders oldu: Bazen en büyük sürprizler, en küçük detaylarda saklıdır!
Siz de Moskova‘yı ziyaret etmeyi düşünüyor musunuz? Ya da Bolşoy Tiyatrosu‘nda benzer bir deneyim yaşadınız mı? Yorumlarda benimle paylaşın, sohbet edelim!
