Merhaba gezgin dostlar! Ben Ceren, rotalar çizip hikayeler peşinde koşan bir gezi yazarı olarak, biliyorum ki bazen bir filmin büyüsü, gezdiğimiz yerlerin ruhunu çok daha derinden hissetmemizi sağlar. Bu yüzden, gezgin filmleri listemize, kalbimi çalan ve Vietnam gezisi hayallerimi körükleyen destansı bir yapımı eklemek istiyorum: Indochine.
Vietnam, geçmişi savaşlarla ve işgallerle dolu, ama aynı zamanda inanılmaz bir direniş ve kültürel zenginlik barındıran büyüleyici bir ülke. Çin’in uzun süreli hakimiyetinden sonra Fransa, Japonya ve Amerika tarafından işgal edilen bu topraklar, çoğumuzun aklına hemen Vietnam Savaşı filmlerini getiriyor. Ancak Indochine, bize Vietnam tarihinin daha az bilinen, ama bir o kadar etkileyici bir dönemine, yani Fransız sömürge yıllarına götürüyor.
Vietnam’ın Gizemli Geçmişine Bir Bakış: Indochine Filmiyle Bir Dönem Portresi
Film, Fransız Hindiçini olarak adlandırılan bölgenin (Laos, Kamboçya, Vietnam) 100 yıl süren Fransa kolonisi olduğu dönemin sonlarına, 1930-1954 yıllarına odaklanıyor. İşte tam bu noktada, Indochine’in neden sadece bir filmden ibaret olmadığını anlıyorsunuz. Bu, aynı zamanda Vietnam’ın kimliğini şekillendiren o karmaşık sömürge dönemi atmosferine açılan bir pencere.
Filmin kalbinde, kauçuk plantasyonu işleten güçlü Eliane (ikonik Catherine Deneuve) ve evlatlık kızı Camille (Linh Dan Pham) var. Onların Saygon’daki huzurlu görünen yaşamları, Fransız deniz subayı Jean-Baptiste (Vincent Perez) ile kesişince tüm dengeler alt üst oluyor. Ben filmi izlerken, bu romantik üçgenin içinde, arka planda gelişen toplumsal olayların, ayrımcılığın, Fransızların halka uyguladığı zulmün ve her şeye rağmen komünizmin yükselişinin nefes kesici bir şekilde işlendiğini gördüm.
Karakterlerin Dönüşümü: Bir Ülkenin Değişen Yüzü
Eliane, Fransa’yı hiç görmemiş olsa da, bir Fransız sömürgecinin tüm ayrıcalıklarını ve duruşunu temsil ediyor. Camille ise başlangıçta naif ve kırılgan bir genç kızken, annesinin sürgüne gönderdiği Jean-Baptiste’i bulmak için yollara düştüğünde, kendini politik bir uyanışın içinde buluyor. Adeta bir ‘kızıl prensese’ dönüşüyor, Fransız sömürüsüne karşı radikal duruşun simgesi haline geliyor. Jean-Baptiste ise, Camille’in ülkesinin gerçek yüzünü görmesinde ve dönüşümünde kilit bir rol oynuyor.
Filmin bir sahnesinde Camille’in Eliane’ye, ‘Ben de ahenkli bir yer hayal ediyorum ama yaşamak için’ demesi, içimde derin bir yankı uyandırdı. Bu cümlenin arkasındaki anlam, sadece bireysel bir arayış değil, tüm Vietnam halkının özgürlük ve huzur özlemiydi. Günümüzde sömürünün farklı biçimlerde devam ettiğini düşündüğümüzde, bu arayışın evrenselliği beni çok etkiledi.
Halong Bay’in Büyüsü ve Indochine’in Mirası
Indochine, sadece hikayesiyle değil, aynı zamanda görsel şöleniyle de izleyicisini büyülüyor. Filmin büyük bir bölümü, Vietnam’ın eşsiz doğasının inci gibi parladığı efsanevi Halong Bay‘de çekilmiş. Bu etkileyici görsellik, bana Vietnam’ın bilinmeyen bir başka yüzünü, o masalsı coğrafyasını yeniden hatırlattı. Gemiyle o eşsiz adacıklar arasında süzülürken, filmin sahneleri adeta gözümde canlandı.
Bu destansı film, Catherine Deneuve‘ün performansıyla birlikte Halong Bay‘in dünya çapında tanınırlığını sağlamış. Deneuve birçok en iyi kadın oyuncu ödülünü kucaklarken, Halong Bay de hak ettiği şekilde UNESCO Dünya Doğa Mirası Listesi’ne dahil olmuş. Fransız yönetmen Régis Wargnier’in eseri, 1993 yılında ‘En İyi Yabancı Film Oscarı’nı kazanarak bu başarısını taçlandırmış.
Ceren’den Vietnam ve Indochine Gezisi İpuçları
- Filmi İzlemeden Gitmeyin (veya Tekrar İzleyin!): Vietnam’a gitmeden önce Indochine filmini mutlaka izleyin. Ya da benim gibi, gezinizden sonra ülkenin ruhunu daha iyi anlamak için bir kez daha izleyin. Film, o topraklara karşı bambaşka bir empati ve bakış açısı geliştirmenizi sağlayacak, emin olun.
- Halong Bay Tekne Turunu Pas Geçmeyin: Filmde gördüğünüz o muhteşem manzaraları bizzat deneyimlemek için Halong Bay‘de en az bir gece konaklamalı bir tekne turu yapın. Adacıkların arasında süzülürken, Camille’in özgürlük arayışını ve filmin atmosferini iliklerinize kadar hissedeceksiniz. Bu, unutulmaz bir kültürel keşif olacak!
- Yerel Tatlara Dalın ve Hikayelerini Dinleyin: Vietnam mutfağı başlı başına bir macera! Sokak lezzetlerini denemek, hem bütçe dostu hem de otantik bir deneyim sunar. Pho, banh mi, nem… Her biri bir hikaye anlatır. Yerel halkla sohbet etmekten çekinmeyin; onların gözünden ülkenin geçmişini ve bugünü anlamak, en değerli seyahat ipuçlarından biridir.
Indochine, sadece bir aşk hikayesi değil, aynı zamanda bir ülkenin uyanışına şahitlik eden, unutulmaz bir sinema şaheseri. Fransızların Vietnam’da olup bitenlere ‘Fransız kalmamasının’ altını çizen bu destansı yapımı izlerken, siz de kendinizi bu derin tarihin ve büyüleyici doğanın kollarına bırakacaksınız. Benim gibi Vietnam’ın mistik atmosferine hayran kalacaksınız.
Peki ya siz? Indochine’i izlediniz mi, yoksa Vietnam’a dair başka film önerileriniz var mı? Yorumlarda benimle paylaşmayı unutmayın! Belki de bir sonraki gezgin filmleri makalemizin konusu sizin öneriniz olur. Şimdiden iyi seyirler ve harika Vietnam gezisi hayalleri dilerim!
