Merhaba sevgili gezginler! Ben Ceren Gezgin, yine sizleri kalbime dokunan, keşfetmeye değer bir köşeye ışınlamak için buradayım. Bu kez rotamız, Konya Sille! Evet, çoğumuz Konya denince aklına Mevlana ve Selçuklu eserleri gelir ama inanın bana, şehrin yanı başında, zamanda yolculuk vadeden bir saklı cennet var: Sille. Hazırladığım bu detaylı Sille gezi rehberi ile geçmişin izlerini sürmeye, kendinizi farklı bir atmosferin kollarına bırakmaya hazır olun.
Sille Nerede ve Oraya Nasıl Gidilir?
Sille nerede diye merak ediyorsanız, Konya şehir merkezine sadece 8 kilometre uzaklıkta, kuzeybatıda yer alıyor. Ulaşımı düşündüğünüzden çok daha kolay! Alaaddin Tepesi’nden kalkan 64 numaralı otobüslerle yaklaşık yarım saatlik keyifli bir yolculukla bu şirin köye varabiliyorsunuz. Otobüsler yarım saatte bir hareket ediyor, yani Sille ulaşım konusunda hiç zorlanmayacaksınız. Pencereden değişen manzarayı izlerken, şehrin gürültüsünden uzaklaşıp bambaşka bir dünyaya adım attığınızı hissedeceksiniz.
Sille’nin Derin Tarihi: Bir Zamanlar Sylla
Sille’nin kökleri, çevresindeki Sızma Höyüğü’nde bulunan MÖ 8. yüzyıla ait izlerle çok eskilere dayanıyor. Antik dönemde Sylla olarak bilinen bu bölge, Friglerden Roma dönemine kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış. Özellikle Efes’ten doğuya uzanan Kral Yolu üzerinde bulunması, Sille’nin stratejik önemini artırmış. Hatta Hristiyanlığın önemli figürlerinden Aziz Paul’ün bile bu topraklardan geçtiği düşünülüyor, ne kadar büyüleyici değil mi? Bu zengin Sille tarihi katmanlarını gezerken her adımda hissedeceksiniz.
Hristiyanlığın yayılmasında kilit rol oynayan Roma İmparatoru Büyük Konstantin’in annesi Aziz Helene’nin 327 yılında yaptırdığı Aya Eleni Kilisesi, Sille’nin en değerli miraslarından biri. Helene, İsa’nın çarmıha gerildiği kutsal haçı bulmak için Kudüs’e yaptığı yolculuk sırasında geçtiği pek çok yere kiliseler inşa etmiş. Bu da Sille’nin o önemli rotanın bir parçası olduğunu kanıtlıyor. Bölgedeki kaya mezarları ve Ak Manastır da bu döneme ait önemli izler arasında.
7. ve 10. yüzyıllar arasında Arap akınlarına maruz kalan Sille, bu süreçte Hristiyanlar için adeta bir sığınak olmuş. 1071’den sonra Türk akıncılarının hakimiyetine giren Anadolu ile birlikte, özellikle Konya’nın Selçuklulara başkentlik yapmasıyla Sille’de yeni bir dönem başlamış. Konya’dan taşınan gayrimüslimlerin buraya yerleşmesiyle Sille, farklı kültürlerin bir arada yaşadığı kozmopolit bir merkez haline gelmiş. Anadolu Selçuklularından sonra bölge önce Karamanoğullarının, sonra Osmanlıların hakimiyetine girmiş. 1915 yılında ise Sille’deki kilise, manastır ve kaya mezarlıklarının bulunduğu bölge birinci derece sit alanı olarak ilan edilmiş.
Adım Adım Sille Gezilecek Yerler: Keşfedilmeyi Bekleyen Köşe Bucak
Şimdi gelelim Sille’de gezilecek yerler listemize ve bu şirin köyü nasıl adım adım keşfedeceğinize. Sille’yi gerçekten deneyimlemek için, otobüsten Cephanelik durağında inmenizi tavsiye ederim. Böylece Sille Çayı boyunca tüm köyü yavaş yavaş keşfetme şansınız olur.
- Cephanelik ve Sille Çayı: 2009 yılında restore edilen Cephanelik, bugün bir parkın içinde yer alıyor. Burada sergiler düzenlense de, benim ziyaretimde kapalıydı. Buradan yürümeye başladığınızda, Sille Çayı’nın şırıltısı eşliğinde tarihi bir mezarlık size eşlik edecek.
- Ak Hamam ve Halk Kültürü Müzesi: Yolunuz üzerinde sizi ilk karşılayacak yapılardan biri 1884 yapımı Ak Hamam olacak. Bugün Sille Halk Kültürü Müzesi olarak hizmet veren bu mekan, bölgenin kültürel zenginliğini gözler önüne seriyor.
- Sille Sokakları ve Butik Dükkanlar: Yürüyüşünüze devam ederken, eski Sille evlerinden restore edilmiş şık kafeler, butik oteller, yöresel lezzetler sunan lokantalar ve hediyelik eşya dükkanları sizi karşılayacak. Taş evlerin arasında kaybolmak, her köşede farklı bir sürprizle karşılaşmak paha biçilmez.
- Kaya Mezarları ve Ak Manastır’ın Gizemi: Solunuzda, Sille Çayı’nın karşı tepelerinde, artık ziyaret edilmesi yasak olan kaya mezarları ve kiliseler bulunuyor. Göçük tehlikesi nedeniyle girişin yasak olduğu Koimesis Tes Paganias Kilisesi gibi önemli yapıları uzaktan da olsa görmek mümkün. Ayrıca Hristiyan aleminde Hagios Khariton olarak bilinen Ak Manastır da askeri bölgede yer alıyor, bu belki de onun orijinal yapısını korumasını sağlamıştır.
- Sille Sanat Merkezi: Benim en çok etkilendiğim yerlerden biri de Sille Sanat Merkezi oldu. Burada, Selçuklu İmparatorluğu’nun yurt dışına kaçırılan nadide eserlerinin gerçeğine sadık imitasyonları sergileniyor. Satışı olmasa da, bu eserleri yakından görmek ve işçiliğine hayran kalmak için mutlaka uğramalısınız.
- Aya Eleni Kilisesi: Sille’nin Kalbi: Rotamızın en önemli duraklarından biri şüphesiz Aya Eleni Kilisesi. Aziz Helene’nin 327 yılında yaptırdığı bu tarihi kilise, günümüzde müze olarak kapılarını ziyaretçilere açıyor. Sille taşıyla inşa edilmiş yapının kitabesi 1833 tarihini taşıyor. Girişin ücretsiz olması da cabası! Haç şeklindeki yapının içinde Hazreti Meryem ve İsa ile havarilerinin tasvirleri, altar süslemeleri ve ikonastasis adı verilen muhteşem işlemeli ahşap bölme görülmeye değer.
- Zaman Müzesi: Usturlabın Büyüsü: Aya Eleni Kilisesi’nin karşısındaki tepede yer alan eski bir şapel, şimdi Zaman Müzesi olarak hizmet veriyor. İçeride, farklı dönemlere ait zaman ölçme aletleri, güneş saatleri, köstekli saatler ve porselen saatler sergileniyor. Müzenin en nadide parçası ise bence bir usturlap. Yıldızların ve güneşin konumlarını kullanarak zamanı ve astronomik bilgileri hesaplayan bu eski alet, beni adeta büyüledi.
- Sille Camileri: Sille, Hristiyanlık mirasının yanı sıra, Osmanlı ve Selçuklu döneminden kalma camileriyle de dikkat çekiyor. 19. yüzyıla tarihlenen Çay Cami’nin zengin ahşap işçiliği göz alıcı. Tepe Cami ve 1863 yapımı Sille Ak Cami de bölgenin dini çeşitliliğini gözler önüne seriyor. Ayrıca metruk bir hamam ve restorasyonda olan bir cami de dikkatimi çekti.
Ceren’den Gezi İpuçları
Sille maceranızı daha keyifli hale getirecek birkaç kişisel ipucumu sizinle paylaşmak isterim:
- Ulaşım Saati: Özellikle hafta sonları ve öğleden sonra otobüsler kalabalık olabilir. Eğer daha sakin bir deneyim isterseniz, sabah erken saatlerde yola çıkmanızı öneririm.
- Yeme İçme: Sille’deki restoranlarda yöresel lezzetlerden, özellikle gözleme ve tandırdan tatmadan dönmeyin! Ayrıca restore edilmiş kafelerde oturup Sille Çayı’nın kenarında kahve keyfi yapmak ruhunuza iyi gelecek.
- Keşif Rotası: Cephanelik durağında inip köyü Sille Çayı boyunca yukarı doğru yürüyerek gezmek, bence en keyifli rota. Böylece köyün tüm dokusunu adım adım hissedebilirsiniz.
- Hediyelik Eşya: Sille Sanat Merkezi’ndeki özel el yapımı ürünler ve yerel esnafın tezgahlarındaki otantik hediyelikler, sevdiklerinize götürmek için harika seçenekler sunuyor.
Konya Sille, tarihi dokusu, taş evleri, Aya Eleni Kilisesi‘nin görkemi ve Zaman Müzesi’nin ilginç koleksiyonuyla gerçekten görülmeye değer bir yer. Evet, zamanla dönüşen, modern dokunuşlar eklenen bir köy burası. Ama hala o eski ruhu hissetmek, farklı medeniyetlerin izlerini sürmek mümkün. Bu eşsiz Sille gezi rehberi ile umarım siz de bu kadim topraklara bir yolculuk planlarsınız. Belki de bu satırları okurken, çoktan çantanızı hazırlamaya başlamışsınızdır bile! Sille’ye gittiğinizde en çok hangi yanı sizi etkiledi, benimle yorumlarda paylaşmayı unutmayın!
