1. Anasayfa
  2. Keşfet

Otobüsle Balkanlar Turu: Benimle Tarihin ve Doğanın Kucağında Bir Gezi Macerası!

Otobüsle Balkanlar Turu: Benimle Tarihin ve Doğanın Kucağında Bir Gezi Macerası!
Otobüsle Balkanlar Turu: Benimle Tarihin ve Doğanın Kucağında Bir Gezi Macerası!
0

Merhaba sevgili gezi severler! Bu kez rotamızı, hem coğrafi hem de kültürel olarak bize bu kadar yakın olup da kalbimizde hep ayrı bir yer tutan topraklara, Balkanlar’a çeviriyoruz. Benim için her bir köşesi ayrı bir hikaye, ayrı bir miras barındıran bu toprakları, otobüsle Balkanlar turum sayesinde baştan sona gezme şansım oldu. Emin olun, bu deneyim ruhumu okşayan, ufkumu açan ve bolca düşündüren bir yolculuktu.

Osmanlı’nın derin izlerini taşıyan, yemyeşil doğası ve masmavi sularıyla insanı büyüleyen bu coğrafya, yıllarca kapalı kalmış sınırların açılmasıyla adeta keşfedilmeyi bekleyen bir hazine sandığına dönüştü. Bugün, pek çoğumuzun ata toprakları olan bu yerleri ziyaret etmek, geçmişle bağ kurmak ve yeni hikayeler biriktirmek için harika bir fırsat sunuyor. Tek bir ülkeye odaklanmak yerine, ben de sizin gibi Balkan ülkelerinin tamamını tek seferde görmek isteyenlerdenim. Hazırsanız, bu uzun ama bir o kadar da keyifli maceranın detaylarına birlikte dalalım!

Neden Otobüsle Balkanlar Turu Yapmalıyım? Tarih, Doğa ve Kültürün Dansı

Neden Otobüsle Balkanlar Turu Yapmalıyım? Tarih, Doğa ve Kültürün Dansı
Neden Otobüsle Balkanlar Turu Yapmalıyım? Tarih, Doğa ve Kültürün Dansı

Balkanlar turu, adından da anlaşılacağı üzere “dağlık bölge” anlamına gelen bir coğrafyaya yapılan bir yolculuk demek. Bu turda siz de benim gibi sürekli değişen manzaralara, yüksek dağlara, gürül gürül akan nehirlere ve bereketli ovalara şahit olacaksınız. Yaklaşık 7-8 günde 1300-1500 km yol kat ettiğimiz bu serüven, İzmir’den hareketle gidiş dönüş hariç, tam bir keşif maratonuydu. Yollar boyunca sık sık ülke sınırları geçtik; Yugoslavya’nın dağılmasıyla oluşan yakın sınır kapıları sayesinde tam 22 ila 24 farklı kapıdan geçtik diyebilirim! Bu da her gün başka bir kültürle, başka bir manzarayla uyanmak anlamına geliyor.

Açıkçası, bu bir dinlenme turundan ziyade, her gün başka bir maceraya atıldığınız, biraz zahmetli ama her dakikasına değen bir deneyim. Kendi aracınızla yola çıkmak size daha fazla konfor sunabilir ancak bir rehberin paha biçilmez bilgilerine ve rotanın kusursuz akışına sahip olamazsınız. Mayıs, Haziran, Eylül ve Ekim ayları, bölgenin daha az yağış aldığı ve doğanın tüm güzelliğini sergilediği en ideal zamanlar. Yeşilin her tonuna doyacağınız, nehirlerin huzurlu akışıyla adeta terapi göreceğiniz bir gezi rehberi Balkanlar arayışındaysanız, doğru yerdesiniz.

Otobüsle Balkanlar Macerası: Hangi Şehirler Bizi Bekliyor?

Bu Balkanlar turumda tam 8 farklı ülkeye uğradık: Yunanistan, Makedonya, Arnavutluk, Karadağ, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Sırbistan ve Bulgaristan. Her biri başlı başına bir yazı konusu olacak kadar zengin olsa da, ben size tadımlık birer özet sunmak istiyorum.

Adım Adım Bir Tarih Yolculuğu: Yunanistan Durağı

  • Kavala: Yunanistan’ın Makedonya tarafındaki bu liman şehri, Batı Trakya’nın kalbi adeta. M.Ö. 600’lere dayanan tarihi, sizi şehrin girişinde ihtişamla karşılayan Kanuni Sultan Süleyman döneminden kalma su kemerleriyle hemen hissettiriyor. Buraya gelmişken meşhur Kavala kurabiyesinden tatmayı ve eski şehir Panagia’nın Arnavut kaldırımlı sokaklarında kaybolmayı unutmayın. İbrahim Paşa Camii’nden (bugünkü adıyla Saint Nikolas Kilisesi) Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın evine kadar her yer tarih fısıldıyor.
  • Selanik: Yunanistan’ın ikinci büyük şehri Selanik, tıpkı İzmir gibi Kordon’u, kafeleri ve Ege esintisiyle beni kendine hayran bıraktı. Burada ilk durağımız tabii ki Ulu Önderimiz Atatürk’ün Evi oldu. Müze olarak düzenlenen bu evde, O’nun kişisel eşyalarını ve mum heykellerini görmek insanı derinden etkiliyor. Aristotales Meydanı’nda şehri soluyup, Beyaz Kule’nin gizemli tarihine şahit olmak ve Roma İmparatoru Galerius adına yapılmış Zafer Takı’nı görmek Selanik’i neden bu kadar sevdiğimin kanıtı. Yeme içme konusunda da Türk damak tadına uygun birçok lezzet bulabileceğinizi söyleyebilirim!

Makedonya’nın Kalbinde: Manastır ve Ohri

  • Manastır (Bitola): Burası benim için duygusal bir duraktı. Atatürk’ün okuduğu Askeri İdadiye’yi (Askeri Lise) ziyaret ederken, O’nun gençlik yıllarına dokunmak ve savaş döneminin atmosferini hissetmek gözlerimi doldurdu. Manolya Meydanı’ndaki “havuz” türküsündeki havuzu maalesef susuz bulsam da, Osmanlı’dan kalan Ordu Evi, Saat Kulesi ve camiler hala ayaktaydı. Şirok Sokak’tan geçerken, Eleni’nin platonik aşk hikayesini dinlemek de cabası. Yerel lezzetleri denemeden dönmeyin!
  • Resne: Manastır’dan Ohri’ye geçerken yolumuz Resne’ye düştü. Genç Türk Devrimi’nin öncülerinden Resneli Niyazi Bey’in Konağı’nı ziyaret etmek, yakın tarihimize bir saygı duruşuydu.
  • Ohri: “Tanrı cenneti çamurdan yaparken bir parça kopup Ohri’nin üzerine düşmüş” derler. Bu şehir, UNESCO Kültür Mirası Listesi’ndeki yerini fazlasıyla hak ediyor. Gölün büyüklüğü karşısında adeta bir deniz kenarında gibi hissediyorsunuz. Mutlaka bir tekne turu yapın ve gölün tertemiz havasını soluyun! Ohri’nin meşhur incileri biraz pahalı olsa da, Osmanlı evlerinin süslediği dar sokaklarında yürüyüş yapmak bedava bir zevk.

Arnavutluk’tan Karadağ’a Adriyatik Esintisi

  • Elbasan: Adını duyunca aklımıza hemen meşhur yemeği gelen Elbasan’a uğramadan olmazdı. Burada yöresel Elbasan Tavası’nı güveçte denemek ve yemyeşil otlaklarda beslenen hayvanların sütünden yapılan yoğurdun tadına bakmak gerçek bir gastronomi şöleniydi.
  • Tiran: Arnavutluk’un başkenti Tiran, Shkumbini Nehri’nin eşsiz manzarası eşliğinde bizi karşıladı. 1614’te Süleyman Paşa tarafından imar edilen bu şehir, savaşların izlerini taşısalar da günümüzde kendini yeniliyor. İskender Bey Meydanı çevresindeki Ethem Bey Camii, Tarihi Saat Kulesi ve Ulusal Müze gibi birçok yapıyı yürüyerek keşfetmek çok keyifliydi.
  • Budva: Adriyatik kıyılarına ulaştığımızda Karadağ’ın incisi Budva bizi bekliyordu. Yol üzerinde Sveti Stefan Adası’nın o meşhur fotoğraflarını yakalamadan geçmeyin! Budva’nın Stari Grad (eski şehir) bölgesindeki kale ve kiliseler, otantik dükkanlarıyla sizi başka bir zamana ışınlayacak.
  • Kotor: Coğrafi konumu sayesinde Osmanlı’nın fethedemediği bu surlarla çevrili şehir, adeta bir açık hava müzesi. Tarihi Saat Kulesi’nin altında tarihe bir giriş yaparken, surların içindeki dar sokaklarda kaybolmak, kafelerde soluklanmak ve alışveriş yapmak Avrupa sosyetesinin neden burayı tercih ettiğini anlamamı sağladı.

Hırvatistan’ın İncisi ve Bosna-Hersek’in Yürek Burkan Hikayesi

  • Dubrovnik: Eski adı Ragusa olan bu şehir, Karadağ’dan Hırvatistan’a geçerken Kotor Körfezi’nin nefes kesen manzaraları eşliğinde bizi büyüledi. Game of Thrones sahnelerinin çekildiği bu orta çağ şehri, surlarıyla ve tarihi dokusuyla beni adeta o döneme götürdü. Onofrio Çeşmesi’nden Fransisken Manastırı’na, Aziz Blaise Kilisesi’nden Rektör Sarayı’na kadar her yer bir tarih dersi niteliğindeydi. Burada denize girmeyi ve özellikle kayalıklardan atlayan gençleri izlemeyi unutmayın!
  • Mostar: Neretva Nehri üzerindeki meşhur Mostar Köprüsü, benim için bu turun en anlamlı duraklarından biriydi. 1993’te yıkılıp 2004’te Türkiye’nin desteğiyle Mardinli ustalar tarafından orijinaline sadık kalınarak yeniden inşa edilen bu köprü, sadece iki yakayı değil, iki kültürü de birleştiriyor. Köprünün 99 adet taşının Allah’ın 99 ismini temsil ettiğini duymak beni derinden etkiledi. Ancak dikkat, taşlar çok kaygan; mutlaka kaymayan tabanlı bir ayakkabı giyin! Temmuz ayında yapılan cesaret atlayışlarına şahit olmak da bambaşka bir deneyim. Köprü sonrası Sultan Selim Mescidi, Koski Mehmet Paşa Cami ve Kuyumcular Çarşısı’nı gezebilir, demli Türk çayı ve dondurmanın keyfini çıkarabilirsiniz.
  • Saraybosna: Bosna-Hersek’in başkenti Saraybosna, “Avrupa’nın Kudüs’ü” olarak anılsa da, 1992-1993 savaşının izlerini hala derinden taşıyor. Şehre girdiğiniz anda şehitlikler ve savaşta bombalanan binaların dramatik görüntüleri insanı derinden sarsıyor. “Mavi kelebekler”in rehberliğinde bulunan toplu mezarların hikayesi ise yüreğime dokundu. Baş Çarşı’da alışveriş yaparken, tarihi Latin Köprüsü’nü gezerken ve Eski Kütüphane’nin hüzünlü hikayesini dinlerken tarihin acı yüzüyle yüzleştim.

Tuna Boyunca Sırbistan ve Osmanlı İzleriyle Makedonya

  • Belgrad: Sırbistan’ın “beyaz şehir” anlamına gelen başkenti Belgrad, Sava ve Tuna nehirlerinin birleştiği noktada kurulu. Parlemento Binası, Ulusal Müze ve Terazi Çeşmesi gibi merkezi noktaları gezdim. Ancak asıl beni etkileyen, iki nehrin muhteşem birleşim manzarasına hakim kalesi oldu. Sokullu Mehmet Paşa Çeşmesi ve Damat Ali Paşa Türbesi gibi Osmanlı eserlerini görmek gurur vericiydi. Mihailova Caddesi’nde keyifli bir yürüyüş yapıp kafelerde soluklanabilirsiniz.
  • Üsküp: Yahya Kemal’in şehri Üsküp, Vardar Nehri’nin iki yakasında yükseliyor. Üsküp Kalesi önünden başlayarak Mustafa Paşa Camii, Sulu Han, Eski Türk Çarşısı ve Taş Köprü gibi Osmanlı yapısı eserleriyle dolu bir zaman yolculuğuna çıktım. Türk Çarşısı’nda alışveriş yaparken Türkiye’den gelen ürünlerin bolluğu dikkatimi çekti. Makedonya Meydanı’na geçtiğinizde ise modern yapılar ve Büyük İskender, Rahibe Teresa gibi milli kahramanların heykelleriyle farklı bir atmosfere giriyorsunuz. Burada meşhur fasulye üzeri köftesini denemeyi ve akşam yemeğinde Balkan müziği eşliğinde keyif yapmayı unutmayın!

Balkanlar’ın Kapısı: Sofya

  • Sofya: Bulgaristan’ın başkenti Sofya, Vitoşa Dağı’nın eteklerinde, modern ve tarihi dokuyu bir arada sunuyor. Şehre ismini veren Ayasofya ve Bulgaristan’ın en büyük kilisesi Aleksander Nevski Katedrali’ni mutlaka ziyaret edin. Vitoşa Caddesi lüks mağazaları ve restoranlarıyla dikkat çekse de, fiyatlar biraz yüksek olabilir. Ayrıca Atatürk’ün Sofya’da askeri ateşelik yaptığı dönemde yeniçeri kıyafetiyle katıldığı baloya ev sahipliği yapan eski Ordu Evi’ni görmek beni çok heyecanlandırdı.

“Otobüsle Balkanlar Turu: Benimle Tarihin ve Doğanın Kucağında Bir Gezi Macerası!” gibi diğer içeriklerimiz için keşfet kategorimize göz atabilirsiniz.

Ceren’den Gezi İpuçları: Balkanlar Turunuza Hazırlık

Bu yoğun ama harika Balkanlar turum sonrasında size birkaç pratik tavsiyem var:

  1. Ayakkabı Seçimi Hayati: Mostar Köprüsü gibi bazı tarihi ve taşlı zeminler oldukça kaygan olabiliyor. Mutlaka kaymayan, rahat ve dayanıklı bir spor ayakkabı tercih edin. Uzun yürüyüşler yapacağınızı unutmayın!
  2. Yerel Lezzetlere Şans Verin: Türk döneri her yerde bulunsada, Manastır’daki Boşnak böreği, Elbasan’daki Elbasan Tava veya Üsküp’teki fasulye üzeri köfte gibi yöresel tatları denemek, o kültürü daha iyi anlamanızı sağlar. Damak zevkinizi şımartmaktan çekinmeyin!
  3. Favorilerinize Yeniden Uğrayın: Bu tur, Balkan ülkelerini genel bir bakışla tanımak için harika. Ancak bazı şehirler kalbinizde özel bir yer edinecek. Tur sonrası en beğendiğiniz 3-4 şehri seçip, oralara daha uzun zaman ayırarak kendi rotanızı çizmeniz, bölgeyi daha derinlemesine deneyimlemenizi sağlayacaktır.

Kısa sürede bu kadar çok ülke ve şehir görmek, yorucu olsa da her bir anına değen bir deneyimdi. Otobüsle Balkanlar maceram, bana coğrafyamızın ne kadar zengin, ne kadar iç içe geçmiş bir kültüre sahip olduğunu bir kez daha gösterdi. Her köşesi ayrı bir tarih, ayrı bir güzellik barındırıyor.

Umarım bu gezi rehberi Balkanlar planlarınız için size ilham verir. Siz de benim gibi bu topraklarda unutulmaz anılar biriktirmek ister misiniz? Ya da daha önce Balkanlar’a gittiniz mi? Hangi şehri en çok beğendiniz? Yorumlarda benimle paylaşın, yeni maceralar için fikir alışverişinde bulunalım!

İlginizi çekebilir:

Plovdiv (Filibe) Gezi Rehberi: 2019 Avrupa Sanat Başkenti’nin Büyüleyici Sokaklarına Adım Atın!

Mevlana Şehrinde Bir Mucize: Konya Tropikal Kelebek Bahçesi Deneyimi

Kazablanka Gezi Rehberi: Film Karelerinden Gerçeklere Bir Fas Masalı!

Merhaba! Ben Ceren Gezgin, dünyayı gezmeyi ve yeni yerler keşfetmeyi seven biriyim.Soy adım gibi gerçekten gezginim. Çocukluğumdan beri gezmeyi ve keşfetmeyi çok seviyorum. İlk kez 18 yaşında yurt dışına çıktım ve o günden beri farklı ülkeleri gezmeye devam ediyorum.Gezdiğim yerler arasında Türkiye, Avrupa, Asya ve Afrika'dan ülkeler var. Gezdiğim yerleri ziyaret ederken sadece turistik yerleri değil, yerel hayatı da deneyimlemeye çalışıyorum. Yerel halkla tanışıyor, onların kültürlerini ve yaşam tarzlarını öğreniyorum.Gezilerimi ve deneyimlerimi fiyatinedir.net sitesinde paylaşıyorum. Sitede ülke rehberi, şehir rehberi, gezilecek yerler, konaklama, ulaşım ve yeme-içme gibi konularda bilgiler bulabilirsiniz.Dünyayı benimle tanımanızı çok isterim. Farklı kültürleri, farklı yaşam tarzlarını ve farklı güzellikleri keşfetmenize yardımcı olmak istiyorum.

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir