1. Anasayfa
  2. Sağlık

Duygusal Açlık Nedir? Nedenleri ve Bu Durumla Başa Çıkma Yolları | Dr. Seren Korkmaz

Duygusal Açlık Nedir? Nedenleri ve Bu Durumla Başa Çıkma Yolları | Dr. Seren Korkmaz
Duygusal Açlık Nedir Nedenleri ve Bu Durumla Başa Çıkma Yolları
0

Duygusal Açlık Nedir? Gerçekten Aç Mıyız?

Merhaba sevgili okuyucularım, ben Dr. Seren Korkmaz. Hekimlik pratiğimde ve sağlık yazılarımda en çok önemsediğim şeylerden biri, bedenimizle kurduğumuz ilişkiyi anlamak ve bu karmaşık yapıyı herkesin anlayabileceği bir dille anlatmak. Bugün sizlere belki de çoğumuzun zaman zaman deneyimlediği, ancak adını koymakta zorlandığı önemli bir konudan bahsedeceğim: Duygusal Açlık. Buzdolabının kapağını açıp ‘Aslında aç değilim ama canım bir şeyler çekiyor’ dediğiniz anlar oluyor mu? İşte tam da bu his, fiziksel ihtiyaçlarımızdan öte, duygusal dünyamızın sofraya yansıması olabilir.

Birçok hastamdan ‘sürekli aç hissediyorum’, ‘ne yesem doymuyorum’ gibi şikayetler duyarım. Ancak derinlemesine incelediğimizde, bu hissin altında yatanın bazen fizyolojik açlıktan çok farklı bir durum olduğunu görürüz. Duygusal açlık; yalancı açlık veya sürekli yeme isteği olarak da adlandırılan bir yeme biçimidir. Temelinde, bastırmaya çalıştığımız bir eksiklik duygusu, stres, sıkıntı ya da mutsuzluk gibi yoğun hislerin, genellikle tatlı, karbonhidratlı, yağlı ve yüksek kalorili besinlerle geçici bir mutluluk veya rahatlama arayışıyla tatmin edilmesidir. Kısa süreli bir doyum sağlar, ancak gerçek sorunu çözmediği için genellikle pişmanlık ve daha büyük bir boşluk hissiyle sonuçlanır.

Ben bir hekim olarak, beslenmenin sadece karın doyurmaktan ibaret olmadığını, ruh ve beden sağlığımızın ayrılmaz bir parçası olduğunu biliyorum. Bu durum dediğimizde akla ilk olarak psikolojik nedenler gelse de, insülin direnci gibi fizyolojik sorunlarla iç içe geçtiğini unutmamak gerekir. Sürekli açlık hissi, tokluk hormonlarının yeterince salgılanmamasıyla bağlantılı olabilir. Dahası, uzun süre tedavi edilmeyen bu yeme bozukluğu, zamanla pankreas sağlığını bozarak insülin direncine veya diyabete zemin hazırlayabilir. Bu nedenle, duygusal açlığı tek başına psikolojik bir mesele olarak görmek yerine, hem fizyolojik hem de ruhsal yönleriyle bir bütün olarak değerlendirmeliyiz.

Duygusal Açlık Neden Ortaya Çıkar?

Bu yeme şeklinin tek bir tetikleyicisi yoktur; aksine, kişisel yaşam öykümüzden genetik yatkınlıklarımıza, içinde bulunduğumuz ruh halinden çevresel faktörlere kadar birçok etken bu karmaşık durumu besleyebilir. Hastalarıma sıkça anlattığım gibi, yeme alışkanlıklarımız, tıpkı parmak izlerimiz gibi bize özeldir. Ancak genel geçer bazı nedenler üzerinde durmak faydalı olacaktır.

Çocukluk ve Ergenlik Döneminin İzleri

Beslenme, doğumdan itibaren duygusal bağ kurduğumuz ilk eylemlerden biridir. Çocukluk ve ergenlik döneminde yaşananlar, bu beslenme sorununa zemin hazırlayabilir. Örneğin, bebeklik döneminde ağladığımızda ya da huzursuz olduğumuzda meme veya mama ile susturulma deneyimi, ilerleyen yaşlarda duygusal bir kriz anında yiyeceklere sarılma alışkanlığına dönüşebilir. Bu durum, duyguların bastırılmasına yönelik bir öğrenilmiş tepki haline gelebilir.

Ergenlik dönemi ise, hem bedensel hem de ruhsal anlamda büyük değişimlerin yaşandığı fırtınalı bir süreçtir. Hormonal dalgalanmalar, beden imajıyla ilgili kaygılar ve kimlik arayışları, birçok gençte duygusal yeme ataklarını tetikleyebilir. Bu dönemde yiyeceklerle duygusal bir baş etme mekanizması geliştiren gençler, kilo alımıyla birlikte bir kısır döngüye girerek, yeme bozukluğunun derinleşme riskini taşıyabilirler.

Yaşam Tarzı ve Fizyolojik Faktörler

  • Hedonik Beslenme: Açlık hissini değil, damak zevkini ve yiyeceklerden alınan hazzı merkeze koyan bir yeme biçimidir. Özellikle çocukluktan gelen ‘ödül gıdaları’ (tatlı, çikolata, fast food gibi) ile kendimizi ödüllendirme isteği, beynimizdeki haz merkezlerini uyararak bağımlılık benzeri bir döngü yaratabilir.
  • Sosyal Çekingenlik ve Yalnızlık: Bazı kişiler, özellikle geçmişte kilo sorunları yaşamış olanlar, başkalarının yanında yemek yemekten çekinebilirler. Bu durum, yalnız kaldıklarında aşırı yeme ataklarına, özellikle de yüksek kalorili, ‘yasaklı’ olarak gördükleri gıdalara yönelmelerine neden olabilir.
  • Diyet Döngüleri: Aşırı kısıtlayıcı, yasaklarla dolu diyetler, başlangıçta kilo verdirse de uzun vadede duygusal yeme isteğini tetikleyebilir. Vücut ve zihin, kısıtlamalara tepki olarak daha sonra aşırı yemeye yönelebilir, bu da bir ‘diyet-açlık-aşırı yeme’ kısır döngüsünü tetikler.
  • Pankreas ve İnsülin Dengesi: Vücudumuzun kan şekerini düzenleyen pankreas ve salgıladığı insülin hormonu, açlık-tokluk sinyallerimizin temelini oluşturur. İnsülin direnci veya diğer hormonal dengesizlikler, fiziksel olarak tok olsanız bile beyninize sürekli açlık sinyalleri göndermesine neden olabilir. Bu durum, duygusal açlığı tetikleyen veya onunla birlikte seyreden önemli bir fizyolojik faktördür.
  • Sık Yemek Yeme Alışkanlığı: Öğünler arasındaki sürenin kısalması ve acıkmadan sık sık atıştırmak, açlık ve tokluk hormonlarının düzenli çalışmasını engelleyebilir. Bu alışkanlık, vücudun gerçek açlık sinyallerini algılamasını zorlaştırarak bu yeme ataklarına zemin hazırlayabilir.

Duygusal Açlıkla Sağlıklı Bir İlişki Kurmak Mümkün Mü?

Elbette mümkün! Duygusal açlık, yetişkinler arasında oldukça yaygın bir durum olsa da, doğru yaklaşımlarla yönetilebilir ve hatta kontrol altına alınabilir. Bu süreçte en önemli adım, kendinizi anlamaya çalışmak ve bu durumun nedenlerini keşfetmektir. Unutmayın, bu bir zayıflık belirtisi değil, bedenin ve ruhun birbiriyle konuşma biçimidir.

Öncelikle, duygusal açlık durumunuzun farkına varmak ve hangi durumlarda, hangi duygularla tetiklendiğini gözlemlemek büyük bir adımdır. Bu, bilinç dışına uzanan kökleri olabilen kişisel bir yolculuktur. Herkesin besinle kurduğu ilişki ve beslenme geçmişi, kendine özgüdür. Bu nedenle, bu beslenme sorununun nedenlerinin kişiye özel olarak değerlendirilmesi ve ele alınması gerekmektedir.

Bu yolculukta yalnız değilsiniz. Bir beslenme uzmanından destek almak, yeme alışkanlıklarınızı düzenlemenize ve size özel bir beslenme modeli geliştirmenize yardımcı olacaktır. Eğer duygusal temeller daha derinse, beslenme psikolojisi üzerine çalışan bir klinik psikolog veya psikiyatristle iş birliği yapmak, bu durumu aşmanızda çok daha etkili sonuçlar verecektir. Unutmayın, ruh ve beden bir bütündür ve iyilik hali de ancak bu bütünlüğün sağlanmasıyla mümkündür.

Dr. Seren’den Sağlık İpuçları

Duygusal açlıkla başa çıkmak için atabileceğiniz ilk adımlar şunlar olabilir:

  1. Fiziksel Açlık ve Duygusal Açlığı Ayırt Etmeyi Öğrenin: Karnınızda guruldama, enerji düşüklüğü gibi fiziksel belirtiler gerçek açlığın işaretidir. Duygusal açlık ise aniden gelir, belirli bir yiyeceğe odaklanır ve genellikle bir duyguyla tetiklenir. Yemeden önce kendinize ‘Gerçekten aç mıyım, yoksa duygusal bir boşluğu mu doldurmaya çalışıyorum?’ diye sorun.
  2. Duygularınızla Yüzleşin, Yiyeceklere Yönelmeyin: Canınız sıkkın olduğunda, stresli hissettiğinizde veya sıkıldığınızda yemek yerine başka ne yapabilirsiniz? Bir arkadaşınızla konuşmak, yürüyüşe çıkmak, kitap okumak, müzik dinlemek, meditasyon yapmak gibi sağlıklı alternatifler geliştirin. Duygularınızın farkına varın ve onları bastırmak yerine, onlarla sağlıklı yollarla başa çıkmayı öğrenin.
  3. Uzman Desteği Almaktan Çekinmeyin: Duygusal açlık karmaşık bir konudur. Bir diyetisyen, beslenme uzmanı veya psikologdan destek almak, kişiye özel stratejiler geliştirmenize ve bu süreçte yalnız olmadığınızı hissetmenize yardımcı olacaktır. Profesyonel rehberlik, bu durumla başa çıkmada size önemli bir yol haritası sunar.

Sevgili okuyucularım, bedenimiz ve zihnimiz birbiriyle sürekli iletişim halindedir. Duygusal açlık, bu iletişimin bazen yanlış yönlere sapan bir işaretidir. Kendinize karşı şefkatli olun, bedeninizi dinleyin ve gerektiğinde profesyonel yardım almaktan çekinmeyin. Unutmayın, daha sağlıklı ve dengeli bir yaşam, kendinizi anlamakla başlar. Sağlıklı seçimler yapma gücünüz her zaman sizinle!

Ben Ordu Üniversitesi Tıp Fakültesi 5. Sınıf Öğrencisi Stajyer Doktor Seren Korkmaz. Sağlık alanında bilgilerimi sizlerle de paylaşmak istedim. İlaçlar, ameliyatlar ve sağlığınıza dikkat etmeniz gereken her adımda size yazılarımla destek olacağım. Unutmayın her hastanın tedavisi farklıdır! burada paylaştıklarım sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınız için doktorunuza danışmadan hiç bir şey kullanmayın denemeyin.

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir