1. Anasayfa
  2. Sağlık

Diyet Yaparken Sakın Bu Hataları Yapmayın! | Dr. Seren Korkmaz’dan Sağlıklı Beslenme Rehberi

Diyet Yaparken Sakın Bu Hataları Yapmayın! | Dr. Seren Korkmaz’dan Sağlıklı Beslenme Rehberi
Diyet Yaparken Sakın Bu Hataları Yapmayın Dr. Seren Korkmaz'dan Sağlıklı Beslenme Rehberi
0

Sevgili okuyucularım,

Hekim ve sağlık yazarı olarak hayatımın her döneminde, hastalarımla ve sizlerle güven temelli bir bağ kurmayı öncelik edindim. Tıp dünyasındaki karmaşık bilgileri herkesin anlayabileceği, sade bir dile dönüştürmek benim için bir tutku. Bugün de çok sık karşılaştığımız, kafalarımızı karıştıran bir konuya, diyet yanlışları meselesine parmak basmak istiyorum. Çünkü biliyorum ki, çoğumuz “diyet” kelimesini duyduğumuzda bile içten içe bir stres ve korku yaşıyoruz. Bu kelimenin yarattığı baskı, pek çok kişinin sağlıklı bir beslenme düzenine geçme isteğini ertelemesine neden oluyor.

İşte tam da bu yüzden, benim sizlere anlatmak istediğim şey bir “diyet” değil; aksine, tamamen sürdürülebilir, kişiye özel sağlıklı beslenme kavramı. Amacımız, aç kalmadan, kendimizi kısıtlamadan, keyif alarak ideal kilomuzu korumak ve enerjik bir yaşam sürmek. Gelin, artık geçmişte kalması gereken o yaygın diyet hatalarını birlikte mercek altına alalım ve doğru yolu keşfedelim.

Diyet Mitlerini Yıkıyoruz: Sağlıklı Beslenme Yolculuğunuzda Yapmamanız Gereken Hatalar

1. Az Yemek Zorunda Değilsiniz! Önemli Olan Ne Yediğiniz.

Birçoğumuzun diyetten anladığı ne yazık ki porsiyon sınırlaması ve az yemek. “Kahvaltıda bir kibrit kutusu peynir, iki kaşık sebze yemeği…” gibi listelerle büyüdük desek yeridir. Bu algı, insanları diyetten uzaklaştıran en büyük faktörlerden biri. Oysa, doğru diyet anlayışında aç kalmak diye bir şey yoktur. Ben hastalarıma hep şunu söylerim: Sağlıklı ve bedeninize iyi gelen gıdalarla beslendiğiniz sürece, porsiyonun ve miktarın bir önemi kalmaz. İstediğiniz kadar doyana dek yiyebilir ve yine de kilo vermeye devam edebilirsiniz. Mesele, ne kadar yediğiniz değil, ne yediğinizdir.

2. Kalori Saymak Tarihe Karışıyor mu?

Uzun yıllar boyunca her şeyin sorumlusu ilan edilen kalori hesabı, maalesef gereksiz bir stres kaynağı olmaktan öteye gidemedi. Benim kişisel görüşüm, bu sistemin yakın zamanda tamamen tarihe karışacağı yönünde. Çünkü önemli olan, bir besinden kaç kalori aldığınız değil, hangi kalori türünü hangi besin kaynağından aldığınızdır. Sağlıklı besinlerden gelen kaloriler, bedenimiz tarafından farklı işlenir ve genellikle kilo yapmazlar. Örneğin, yüksek yağ içerdiği halde başarılı kilo verme sonuçları sağlayan ketojenik diyetler, bu durumun en güzel kanıtıdır. Kalori sınırlamasına gitmeden, yorucu hesaplamalarla uğraşmadan da ideal kilonuza ulaşmak kesinlikle mümkün!

3. Sık Sık Yeme Alışkanlığına Son: Aralıklı Oruç (IF) ile Tanışın.

Bir dönemin popüler zayıflama yöntemi olan “günde 6 öğün, sık sık az az ye” yaklaşımı, aslında insülin dengemizi bozarak uzun vadede bize faydadan çok zarar verdi. Sürekli yemek yemek, pankreasımızı yorar ve açlık-tokluk hormonlarımızın sağlıklı bir şekilde çalışmasını engeller. Benim önerim ve kendi deneyimlerime göre de en etkili yöntemlerden biri, aralıklı oruç (Intermittent Fasting – IF) düzenidir. Günde iki öğün beslenerek, pankreasınıza dinlenme fırsatı verir, insülin dengenizi destekler ve gerçek açlık-tokluk sinyallerinizi yeniden keşfedersiniz. Bu sayede kilo vermek çok daha kolay ve sürdürülebilir hale gelir.

4. Ara Öğün Gerçekten Gerekli mi?

Pek çok kişi hala “kilo vermek istiyorsan mutlaka ara öğün yapmalısın” yanılgısıyla yaşıyor. Oysa ihtiyacınız yoksa veya acıkmadıysanız, ara öğün yapmak zorunda değilsiniz. Hatta, çoğu zaman ara öğünlerden kaçınmak, insülin dengenizi sağlamak adına çok daha faydalı olabilir. Özellikle kan şekeri dalgalanmaları yaşayanlar için bir çözüm olarak ortaya çıkan ara öğünler, uzun vadede pankreasımızın leptin (tokluk hormonu) salgılamasını engelleyebilir. Gerçek amacımız kan şekerini dengelemek ve açlık-tokluk hormonlarını normale döndürmekse, gereksiz ara öğünlerden kurtulmak, yeme atakları gibi sorunların önüne geçerek kalıcı kilo kontrolü sağlamamıza yardımcı olacaktır.

5. Lezzetli Yemeklerden Vazgeçmeyin: Sağlıklı Yağlar ve Doğal Tuzlar Dostunuz.

Diyet denilince aklımıza tatsız, tuzsuz, buğulama yemekler geliyorsa, orada büyük bir yanlış anlaşılma var demektir. Yemek yemek, bir keyif ve bir yaşam biçimidir. Eğer yediğiniz şeyler lezzetli değilse, o diyeti sürdürmeniz neredeyse imkansızdır. Benim bakış açıma göre, kullanılan yağ sağlıklıysa ve pişirme yönteminiz doğruysa (yağı yakmıyorsanız), yemeklerinize dilediğiniz kadar yağ ekleyebilirsiniz. Temiz yağlar (örneğin zeytinyağı, avokado yağı, tereyağı), sanılanın aksine kilo yapmaz, hatta kilo vermenize destek olur. Aynı şekilde, rafine tuz yerine işlem görmemiş kaya tuzu ya da Himalaya tuzu gibi minerallerden zengin doğal tuzları kullanmak da hem lezzeti artırır hem de sağlığınıza fayda sağlar.

6. Sıvı Beslenmek Diyet Değildir, Detokstur!

Pek çok kişi “kilo verdiren çorbalar” veya sıvı beslenme programlarını diyet zannediyor. Oysa sıvı beslenme, genellikle kısa süreli detoks veya bağırsak temizliği amacıyla uygulanan yöntemlerdir ve uzun vadeli bir diyet modeli değildir. Sağlıklı bir kilo verme süreci ve kan şekerini dengelemek için bağırsak sağlığı kritik önem taşır. Bağırsaklarımızın sağlıklı çalışması için de lifli gıdalara ihtiyacımız var. Sürekli sıvı gıdalarla beslenmek, vitamin ve mineral eksikliklerine yol açabilir, bu da sadece kilo alımına değil, daha ciddi sağlık sorunlarına davetiye çıkarabilir. Beslenmenizde sıvı ve katı gıda dengesini sağlamak, lif oranı yüksek sağlıklı gıdaları tercih etmek, kalıcı kilo kontrolü için vazgeçilmezdir.

7. Akşam Yemeği Dostunuzdur, Düşmanınız Değil.

“Akşam 6’dan sonra yemek yemeyin” veya “akşam yemeğini atlayın” gibi tavsiyeler, sıkça duyduğumuz, ancak genellikle yanlış olan diyet mitlerindendir. Gün içinde sağlıksız besinler tüketip akşam aç kalmak, metabolizmanızı alt üst edebilir, kilo alımına neden olabilir ve sağlığınızı riske atabilir. Benim hastalarıma önerdiğim, çok geç saate bırakmadan, içeriği doğru planlanmış sağlıklı bir akşam yemeği yemektir. Bu, hem gece boyu tokluk hissi sağlar hem de vücudunuzun dinlenirken bile ihtiyaç duyduğu besinleri almasına yardımcı olur. Akşam yemeğinden vazgeçmeden de sağlıklı bir şekilde, kalıcı olarak zayıflayabilirsiniz.

Dr. Seren’den Sağlık İpuçları

  • Ne Yediğinize Odaklanın, Porsiyonlara Değil: Tabağınızdaki yiyeceklerin kalitesini artırın. İşlenmiş gıdalar yerine doğal, tam besinler tercih edin. Aç kalmak yerine, sağlıklı yiyeceklerle doyana kadar yiyin.
  • Açlık ve Tokluk Sinyallerinizi Dinleyin: Saate bağlı kalmak yerine, bedeninizin size gönderdiği sinyallere kulak verin. Gerçekten acıktığınızda yiyin, doyduğunuzda bırakın. Gereksiz ara öğünlerden kaçının.
  • Sağlıklı Yağları ve Doğal Tuzları Tercih Edin: Yemeklerinize zeytinyağı, avokado yağı gibi kaliteli yağları eklemekten çekinmeyin. Rafine tuz yerine Himalaya veya kaya tuzu kullanın. Lezzetli ve besleyici yemeklerle diyetin keyfini çıkarın.

Değerli okuyucularım,

Unutmayın ki diyet yapmak, bir kısıtlama veya bir cezalandırma değil; aksine, kendi bedeninizi ve ona iyi gelen besinleri keşfetme yolculuğudur. Doğru pişirme yöntemlerini tercih ederek, mevsiminde ve doğal besinlerle beslenerek, sürdürülebilir bir beslenme modelini yaşam biçiminiz haline getirebilirsiniz. Böylece kilo almak sizin için sürekli bir sorun olmaktan çıkar, ideal kilonuzda ve sağlıklı bir insan olmanın dayanılmaz hafifliği ile yediğiniz her şeyden keyif alırsınız.

Sağlıklı ve mutlu bir yaşam için bu ipuçlarını hayatınıza dahil etmenizi yürekten tavsiye ederim. Unutmayın, en iyi diyet, uygulayabileceğiniz ve sizi mutlu eden diyettir. Bilimsel ve güvenilir bilgilerle ışığınız olmaya devam edeceğim!

Ben Ordu Üniversitesi Tıp Fakültesi 5. Sınıf Öğrencisi Stajyer Doktor Seren Korkmaz. Sağlık alanında bilgilerimi sizlerle de paylaşmak istedim. İlaçlar, ameliyatlar ve sağlığınıza dikkat etmeniz gereken her adımda size yazılarımla destek olacağım. Unutmayın her hastanın tedavisi farklıdır! burada paylaştıklarım sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınız için doktorunuza danışmadan hiç bir şey kullanmayın denemeyin.

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir