Merhaba sevgili gezginler! Bugüne kadar sayısız yere gittim, farklı kültürleri deneyimledim ama Japonya’nın kalbimdeki yeri hep özel oldu. Özellikle de küçük ama bir o kadar da büyüleyici Wakayama şehri ve buranın mistik atmosferli Kimiidera Tapınağı…
Osaka Körfezi ve Büyük Okyanus’un serin suları arasında konumlanmış bu şirin şehir, dağlık yapısıyla doğanın kucağında bir huzur adası. Ormanlarla kaplı dağlarda, mistik Koyasan bölgesi Budizm ve Şintozim inancına adanmış kutsal bir hac noktası. Ağaçların derinliklerinde gizlenen tapınaklar ve mezarlıklar, adeta zamanın durduğu bir yer.
Wakayama’ya Hoş Geldiniz: Doğa ve Huzurun Buluştuğu Yer
Wakayama‘ya adım attığınızda, buranın sıcakkanlı atmosferi hemen sarıyor sizi. Temiz plajları yaz aylarında serinlemek için ideal. Dağ evleri ise, yayla kaçamaklarımızın Japon versiyonu gibi, şehrin bunaltıcı sıcağından kaçmak isteyenlere nefes aldırıyor.
Bölgeyi bizim Akdeniz sahillerine benzettiğim anlar oldu; özellikle mandalina ve meşhur şeftali ağaçlarıyla bezeli verimli toprakları görünce. Sanayiden çok tarıma önem veren, doğal zenginliklerini korumuş bir şehir burası. Şehir merkezinde ise tarihe ışık tutan Kishu Tokugawa ailesinin kalesi yükseliyor. Baharda Sakura çiçekleriyle bezenen parkı, sonbaharda ise renk cümbüşüne dönüşerek göz kamaştırıyor.
Kimiidera Tapınağı: Gökkuşağı Renkli Merdivenler ve Efsaneler
Şehrin merkezine en yakın ve en önemli Budist tapınaklarından biri olan Kimiidera Tapınağı, adeta bir hac yeri gibi ziyaretçi ağırlıyor. Fazla yüksek olmayan bir tepede, ağaçların arasına gizlenmiş irili ufaklı tapınaklardan oluşan bu kompleks, yol kenarından geçerken kırmızı çatı kıvrımlarıyla hemen dikkatimi çekti.
Eğer benim gibi maceraperest bir ruhunuz varsa, 231 basamaklı dik merdivenler sizi bekliyor! Ama yokuş çıkmakta zorlanırım derseniz, merak etmeyin, tepeye yakın bir yerde otopark mevcut. Aracınızı park ettikten sonra kısa bir yürüyüşle tapınağa ulaşabilirsiniz. Merdivenlerin başında hediyelik eşya ve yöresel lezzetlerin satıldığı küçük dükkanlar, yukarı çıkarken size enerji veriyor.
Sakura Büyüsü ve Şans Merdiveni’nin Hikayesi
Tapınağa giden merdivenli yolun iki yanı, baharda bembeyaz ve pembe tonlara bürünen Sakura ağaçlarıyla dolu. Eğer bahar aylarında giderseniz, tüm yorgunluğunuzu unutturan bu manzara, Japonya’daki en erken açan Sakura ağaçlarından birine ev sahipliği yapıyor! Küçük su kanalları ve sevimli taş heykeller de tırmanışınıza eşlik ediyor.
Bu merdivenlerin duygulu bir hikayesi de var: Edo döneminde, annesini sırtında taşıyan bir delikanlı, merdivenlerin yarısında terliğinin ipi koptuğunda, bir rahibin kızı yardımına koşar. Bu karşılaşma büyük bir aşka, ardından başarılı bir evliliğe dönüşür. İşte bu yüzden bu merdivenler, aynı zamanda bir “şans merdiveni” olarak da biliniyor.
Zirveye ulaştığınızda, tapınağın içinde oldukça büyük bir Buda heykeli sizi karşılıyor. Diğer tapınaklarda olduğu gibi içeri girmek veya dokunmak yasak. Giriş kapısındaki kocaman zili urganla sallayıp geldiğinizi bildiriyor, iki elinizi göğüs hizasında birleştirip sessizce dileğinizi dilediğiniz o an… Ardından tütsünüzü yakıp dileklerinizi gökyüzüne yolluyorsunuz.
Tapınağın ortasında, kuyudan çıkan berrak suyun tadı ise gerçekten eşsiz. Özellikle çay törenlerinde kullanılan bu su, çaya özel bir lezzet katıyor. Buradan şehrin ve engin denizin büyüleyici manzarası ayaklarınızın altına seriliyor; adeta huzurun ve sonsuzluğun birleştiği bir nokta.
Kimiidera Tapınağı aynı zamanda hastaların şifa bulmak için ziyaret ettiği bir yer. İşte başarılı olmak, okulda başarı, sağlıklı bir yaşam sürmek ya da kazalardan korunmak gibi farklı dilekler için hazırlanmış rengârenk “omamori” muskalarından alabilirsiniz. Ben de göğüs ağrılarıma şifa olsun diye kalp şeklinde bir omamori edindim. Umut, her dinde, her kültürde bizi ayakta tutan yegane güç.
Ceren’den Gezi İpuçları
- En İyi Zamanlama: Eğer Sakura coşkusunu tam anlamıyla yaşamak isterseniz, bahar başında Japonya‘nın en erken açan kiraz çiçeklerine ev sahipliği yapan Kimiidera Tapınağı‘nı ziyaret etmelisiniz.
- Yolculuk Seçiminiz: “Şans Merdiveni”nin 231 basamağını tırmanmak hem fiziksel hem de ruhsal bir deneyim. Eğer kendinize güveniyorsanız mutlaka deneyin! Ancak daha rahat bir ulaşım için tapınağa yakın otoparkı tercih edebilirsiniz.
- Yerel Lezzetler ve Şans: Tapınak çevresindeki küçük dükkanlardan yöresel atıştırmalıkları tatmayı, özellikle Wakayama‘nın meşhur şeftalisini denemeyi unutmayın. Bir de, kendinize veya sevdiklerinize omamori alarak bu eşsiz kültürel deneyimi pekiştirin.
Tapınak ziyaretiniz sonrası, dilerseniz ilerideki eğlence parkına veya taze balıkların satıldığı yerel balık pazarına uğrayabilirsiniz. Eğer çiğ balık tüketmekte sorun yaşamıyorsanız, yeni yakalanmış somon dilimlerinin tadına bakmak gerçek bir lezzet şöleni olacaktır.
Kimiidera Tapınağı, sadece bir Budist mabedi değil, aynı zamanda Japonya’nın derin kültürel mirasını, doğa harikalarını ve insan hikayelerini bir araya getiren bir yer. Umarım bir gün yolunuz bu mistik ve huzurlu köşelere düşer de, benim deneyimlerimi kendi gözlerinizle yaşarsınız.
Siz de Japonya‘nın bu gizli cennetini keşfetmek ister misiniz? Yorumlarda benimle düşüncelerinizi ve hayallerinizi paylaşın!
