Merhaba sevgili gezgin dostlarım!
Bugüne kadar dünyanın birçok köşesini keşfettim, tam 42 ülkeyi ardımda bıraktım. Her birinde farklı bir hikaye, bambaşka bir iz bıraktı ruhumda. Ancak Hindistan’a adım attığım an, bunun diğerlerinden çok daha farklı bir macera olacağını biliyordum. Delhi’nin kalabalık sokaklarından itibaren hissettiğim o eşsiz enerji, bugüne kadarki tüm seyahat algımı değiştirecek bir serüvenin başlangıcıydı. Ve bu serüvenin en çarpıcı duraklarından biri, kesinlikle Varanasi idi. Eğer Hindistan gezisi planlıyorsanız, Altın Üçgen’in (Yeni Delhi, Jaipur ve Agra) yanı sıra bu kutsal şehri rotanıza eklemek, size eşi benzeri olmayan bir kültürel keşif vaat ediyor.
Hindu inancının kalbine yolculuk yapacağımız, varoluş ve yok oluşun bir arada dans ettiği bir şehirdi Varanasi. Burası, Tanrı Shiva’nın koruyuculuğunda, Ganj Nehri‘nin kutsal sularının kıyısında yükselen, adeta yaşayan bir tapınak. Hinduizm’e göre bu şehirde ölmek ve yakılmak, reenkarnasyon döngüsünü sonlandırıp moksha’ya, yani ruhun nihai huzuruna ulaşmak anlamına geliyor. Bu yüzden dünyanın dört bir yanından yaşlılar, yaşamlarının son demlerini burada geçirmek ya da öldüklerinde küllerinin Ganj Nehri‘ne serpilmesini vasiyet etmek için Varanasi‘ye geliyorlar. Kısacası, burada ölü yakma törenleri 24 saat aralıksız devam ediyor.
Ancak her ölüm yakılmayla sonuçlanmıyor. Din adamları, çocuklar, hamile kadınlar ve kutsal kabul edilen yılanların soktuğu kişiler günahsız sayıldığından yakılmazlar. Onların cesetleri, ayaklarına bir taş bağlanarak kutsal Ganj Nehri‘ne bırakılıyor. Yakılan kişilerin yanmayan uzuvları ve külleri de yine nehre serpiliyor. Bir yandan bu ritüeller yaşanırken, diğer yandan binlerce Hindu arınmak, dua etmek ve Ganj Nehri‘nin kutsal suyunda yıkanmak için buraya akın ediyor. Dünyanın en kirli nehirlerinden biri olmasına rağmen, Varanasi‘deki kıyısı her daim insanlarla dolu. Kıyıda yıkanan, çamaşır yıkayan, hatta suyundan içen insanlarla, nehrin ortasında sürüklenen bir inek cesedini aynı anda görmek, Varanasi‘nin o tarifsiz zıtlığını gözler önüne seriyor. Ganj Nehri‘ne inen bu basamaklı platformlara ise Ghat adı veriliyor ve Varanasi‘de tam 88 adet böyle Ghat bulunuyor.
Varanasi: Doğum ve Ölümün Dans Ettiği Kutsal Şehir
Varanasi, hafızamdan silinmeyecek, beni derinden etkileyen bir şehirdi. İlk başta pis, kaotik, ağır kokulu ve ölümle özdeşleşmiş gibi görünse de, aslında içinde yaşamın, umudun, enerjinin ve rengin de barındığı karmaşık bir tablo çiziyordu. Bu denli zıt duyguları aynı anda yaşamak, gerçekten ürkütücü ve bir o kadar da büyüleyiciydi. Peki, bu kadar yoğun bir deneyimi neden yaşamak istedim ve tekrar gider miyim? Beni buraya çeken, Hindu inanışının en önemli ritüellerinden biri olan ruhun özgürleştirilmesi törenlerine tanıklık etme arzusuydu. Yaşadıklarımın sıradışı ve benzersiz olduğunu kabul etmeliyim, ancak ikinci kez ziyaret etmeyi düşüneceğim bir yer olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim.
Varanasi’de Yaşamın Kalbine Bir Yolculuk
Varanasi‘ye sabahın erken saatlerinde ulaştık. Ganj Nehri‘ne yakın, özel banyolu ve temiz odası olan bir hostele yerleşmek, seyahatimizin o anki en büyük konforu oldu. Günlerdir özlediğimiz Batı tarzı bir kafede yaptığımız kahvaltı ise, adeta ruhumuza iyi geldi. Ardından, şehrin dar ve kaotik sokaklarına daldık. İneklerin çöpleri karıştırdığı, bin bir türlü sürprizin sizi beklediği bu sokaklarda, bir ip üzerinde yürüyen küçük bir kızı veya sokağın ortasında salına salına dolaşan bir ineği görmek işten bile değildi. Ganj Nehri kıyısına ulaştığımızda ise bambaşka bir dünya bizi karşıladı. Burada yıkanan, arınan, dua eden Hindular, o kargaşanın içinde inanılmaz bir huzur bulmuş gibiydiler.
Kıyıda saçını tıraş ettirenler, tırnaklarını kestirenler… Hepsi günlük rutinlerini, hayatın doğal bir parçasıymış gibi sürdürüyordu. Ganj kenarında kurumaya bırakılmış çamaşırlar arasında, acaba bizim hostel çarşaflarımız da var mıydı diye düşünmekten kendimi alamadım! Bu olağanüstü görüntüler arasında ilerlerken, beklenen oldu; bir Hintli yanımıza yaklaşıp rehberlik teklif etti. Güven veren duruşuyla fazla düşünmeden, iki günlük program ve ücret konusunda anlaştık. Ancak merak etmeyin, bu Varanasi gezi rehberi sayesinde belki de siz bir rehbere ihtiyaç duymayacaksınız!
Ruhani Deneyimlerin Peşinde: Varanasi’nin Vazgeçilmezleri
Varanasi‘de yapılacaklar aslında oldukça net: sabah gün doğumunda ve akşam gün batımında Ganj Nehri‘nde tekne turu yapmak ve akşam düzenlenen meşhur Aarti Töreni‘ni izlemek. Diğer yerler elbette gezilebilir, ancak şehrin ruhunu anlamak için bu ritüeller vazgeçilmez.
- Ganj Nehri‘nde Tekne Turları: Akşamüstü güneş batarken tekne turumuz başladı. Hem yerel halk hem de turistler, bu büyüleyici anları yakalamak için nehre açılmışlardı. Teknemiz, ölü yakma törenlerinin gerçekleştiği Manikarnika ve Harishchandra Ghatlar‘ının önüne yanaştı. Aslında fotoğraf ve video çekmek yasak olsa da, tekneden biraz uzaktan bu eşsiz manzarayı izleme şansımız oldu. Ölüler önce Ganj Nehri‘nde yıkanıyor, ardından odun ateşiyle yakılıyor. Yaklaşık 3-4 saat süren bu törende, ölenin oğlu veya en yakın erkek akrabası beyazlar içinde, başı kazıtılmış bir şekilde ölü başında bekliyor.
- Dileklerin Kutsal Ganj‘a Bırakılması: Ganj‘da yıkanıp arınmak Hintliler için belki mümkün, ancak rehberimiz parmağımı bile sokmamamı net bir şekilde tavsiye etti. Peki ya biz dileklerimizi nasıl sunacaktık? İşte bunun için de rengarenk çiçeklerle süslenmiş küçük dilek mumları var. Tekneyle ilerlerken yanımıza yaklaşan bir çocuktan aldığımız bu mumları, kalbimizden fısıldadığımız dileklerimizle birlikte kutsal Ganj Nehri‘ne bıraktık. Güneşin Ganj üzerinde batışını izlemek, hayatımda yaşadığım en huzurlu anlardan biriydi.
- Aarti Töreni: Nehir Tanrısına Şükran Ayini: Gün batımının ardından bizi Dashashwamedh Ghat‘ta bambaşka bir tören bekliyordu: Nehir Tanrısı Ganga için düzenlenen Aarti Töreni. Sahne benzeri bir alanda hazırlıklar yapılıyor, mumlar ve çiçekler özenle diziliyordu. Basamaklara oturup bekledikçe, alan gittikçe kalabalıklaştı. Renkli giysileri içindeki genç rahip adayları, tütsülü, ışıklı, şarkılı ve dualı, huzur verici bir gösteriye başladı. Yaklaşık bir saat süren bu tören, yılın 365 günü aralıksız yapılıyormuş. Varanasi‘de akşam canlı bir eğlence arıyorsanız, bu ruhani gösteri kesinlikle en iyi seçenek! Gösteri sonrası tekrar mum alıp dileklerimizi nehre bırakmak, günün huzurlu kapanışı oldu.
- Sabahın İlk Işıklarıyla Ganj: Ertesi sabah saat 6’da, bu kez Ganj‘da güneşi karşılamak için teknelere bindik. Akşamki törene benzer şekilde Ganj boyunca ilerleyip güneşin doğumunu bekledik. Güneşin rengi ve ışığı, kutsal Ganj Nehri‘ne gün doğumunda farklı yansıyordu, ancak nehir kıyısındaki görüntüler gün batımındakine benziyordu: sönmeyen ölü yakma ateşleri, suda arınanlar, sudan içenler, çamaşır yıkayanlar, dua edenler ve dileklerini suya bırakanlar…
Rehberimizle tuktuk kiralayarak Banaras Hindu Üniversitesi, Shree Vishwanath Mandir (Altın Tapınak) ve Shri Durga Tapınağı (Maymun Tapınağı) gibi yerleri de gezdik. Ancak dürüst olmak gerekirse, bu şehirde Ganj Nehri kıyısındaki ritüeller dışında diğer yerler pek ilgimizi çekmedi. Varanasi’nin özü, ruhu, bu Hindu inanışının yaşandığı Ghatlar ve Ganj‘ın kendisiydi.
Ceren’den Varanasi Gezi İpuçları
- Ulaşım: Ağra’dan Varanasi‘ye otobüsle gelme maceram, hayatımın en zorlu yolculuklarından biriydi. Yataklı otobüsün en arkasındaki üst katta, bozuk yollarda o kadar çok zıpladık ki bir an bile uyuyamadım! Bu nedenle, Varanasi‘ye kesinlikle uçakla gelmenizi öneririm. Belki biraz daha konforlu davranıyorum, ama bu ülkede konfor bazen altın değerinde olabiliyor.
- Rehber Şart mı?: Biz rehberli dolaştık ancak Varanasi‘de tekne turunu ve Aarti Töreni‘nin yerini kolayca kendiniz de ayarlayabilirsiniz. Şehirdeki diğer yerleri görmek isterseniz de birkaç saatliğine tuktuk kiralamak mümkün. Yani bir rehber tutmak kesinlikle zorunlu değil, bütçe dostu bir seçenek arıyorsanız bunu göz önünde bulundurun.
- Dikkat Edin: Ganj Nehri‘ne kesinlikle girmeyin veya suyundan içmeyin. Bağışıklık sistemimiz için çok riskli. Ayrıca, rehberlik yapmak isteyenler veya sizi kutsayacağını söyleyip para isteyenlere karşı dikkatli olun. Puskar’da alnımıza kırmızı boya sürüp dua okuyarak 10 dolar isteyen bir ‘uyanık’ ile karşılaşmıştık.
Son Söz: Ruhunuzu Sorgulatan Bir Şehir
Kutsal Ganj Nehri kıyısındaki Varanasi, Hindu inanışı için arınma ve hac şehri olmasının yanı sıra, reenkarnasyon sürecini sonlandıracak nihai durak. Biz turistler için ise, dünyanın hiçbir yerinde yaşayamayacağımız; doğum, yaşam, ölüm, inanç ve varoluşun anlamını sorgulayabileceğimiz, benzersiz bir ruhsal deneyim sunuyor. Farklı kültürler, inançlar, günlük yaşamdaki sefalet görüntüleri ve şehrin üzerindeki o belirgin ölüm kokusu, insanı derinden sarsıyor. İlk kez yurt dışına çıkacaklar için belki önermeyeceğim, ancak deneyimli gezginler için hayatları boyunca unutamayacakları farklı duygular yaşatacak bir şehir. Bu Varanasi gezi rehberi ile tüm duygularımı yansıtmaya çalıştım. Şimdi sıra sizde: böyle bir deneyim yaşayıp yaşamama kararı tamamen size kalmış.
Siz de Varanasi hakkında ne düşünüyorsunuz? Daha önce ziyaret ettiniz mi, yoksa gitmeyi mi planlıyorsunuz? Yorumlarda benimle paylaşmayı unutmayın!
