Mistik Nepal’in Kalbinde: Katmandu’nun Büyülü Çağrısı!
Merhaba sevgili gezgin dostlarım! Bu seferki rotamız, Güney Asya’nın incisi, Himalaya Dağları’nın eteklerinde saklı, ruhuyla kendine hayran bırakan o küçük ülke: Nepal. Çin ve Hindistan gibi devler arasında sıkışmış olsa da, o küçücük coğrafyasına sığdırdığı renkli kültürü, mistik atmosferi ve sıcacık insanlarıyla beni her zaman büyülemiştir. Hem Hinduizm’in hem de Budizm’in barış içinde harmanlandığı bu topraklarda, fakirliğe rağmen huzur ve mutluluğu iliklerinize kadar hissedeceksiniz. İşte bu yüzden, size Katmandu Gezi Rehberi eşliğinde, Nepal‘in kalbi Katmandu‘ya ve çevresine ışınlayacağım bir maceraya davet ediyorum.
Katmandu, Nepal‘in hareketli başkenti ve en kalabalık şehri. Yaklaşık 1.3 milyon nüfusuyla, Katmandu Vadisi‘nde gezginlerin en çok ilgisini çeken yerlerden. 15. yüzyılda üç ayrı krallığa ayrılan ülkenin, 18. yüzyılda yeniden birleştiğinde de başkent olarak seçilen bu şehir, gerçekten de bir açık hava müzesi gibi.
Bu yazıya dalmadan önce, Nepal seyahati planlarınız için genel bilgileri, ulaşım, konaklama, yeme içme ve alışveriş detaylarını paylaştığım kapsamlı Nepal Gezi Rehberi yazıma göz atmak isteyebilirsiniz.
Ocak ayında gerçekleştirdiğimiz 14 günlük Nepal gezimizin tam 8 gününü Katmandu ve çevresine ayırdık. Merkezdeki keşiflerimizin yanı sıra, yakındaki Patan, Bhaktapur, Kirtipur ve Nagarkot şehirlerini de listemize ekledik. İstanbul’dan THY ile doğrudan Tribhuvan Havaalanı’na uçtuk. Uçaktan ilk bakışta, yeşil alanlardan çok binaların hakim olduğu bir görüntü sizi şaşırtabilir. Ama inanın, bu sadece buzdağının görünen yüzü; altından binlerce renkli deneyim çıkacak!
Katmandu’nun Kalp Atışı: Şehrin Can Damarı Thamel
Katmandu‘ya ilk adım attığınızda, şehrin plansız yapısı, tozlu ve bozuk yolları, kalabalığı ve biraz da kaosu sizi karşılayabilir. Ama unutmayın, biz temiz, düzenli bir Avrupa şehrine değil, tarihi ve kültürel keşiflerle dolu bambaşka bir coğrafyaya geldik! Bu farkındalık, her köşede karşımıza çıkacak sürprizlere olan heyecanımızı kat kat artırdı.
Thamel: Gezginlerin Kalbinin Attığı Yer
Şehrin en hareketli ve turistik bölgesi olan Thamel Meydanı‘nda kalmayı tercih ettik. Burası, konaklama için kesinlikle önereceğim bir nokta. Adı ‘meydan’ olsa da, aslında daracık, labirent gibi sokaklardan oluşan, gece gündüz cıvıl cıvıl bir alan. Neyse ki burada AVM’ler yok, bu da Thamel‘i biz gezginler için çok daha çekici kılıyor. Rengarenk dükkanlar, yerel ve özgün hediyelik eşyalar, dağcılık ve trekking malzemeleri… Ne ararsanız burada! Ayrıca birbirinden güzel kafeler ve restoranlar da sizi bekliyor.
Bol vaktimiz olduğu için hem gündüz hem de gece bu bölgede uzun uzun dolaştık, bolca alışveriş yaptık. Unutmayın, burada ve taksilerde en önemli kural: kıran kırana pazarlık! Turist olduğunuzu anladıklarında söyledikleri ilk fiyattan sonra mutlaka ‘Siz ne ödemek istersiniz?’ sorusunu duyacaksınız. İşte o an sizin anınız!
Asan Bölgesi: Yerel Hayatın Nabzı
İlk gün, otelimize yerleştikten sonra soluğu şehrin en önemli noktalarından Durbar Meydanı‘nda almak istedik. Turistik Thamel Meydanı‘ndan yürüyerek Durbar’a ulaşmaya çalışırken, yerel halkın alışveriş yaptığı, daha otantik ve canlı Asan Bölgesi‘ni keşfettik. Dar, kalabalık sokaklarda irili ufaklı tapınaklar gizlenmişti. Pazar alanında bir yanda her türlü ürünün satıldığı tezgahlar, diğer yanda ise tezgahların ortasında dileklerini fısıldayan, dualar eden insanlar… Hepsi aynı sokakta, tam bir yaşam mozaiği!
Bu hareketli sokaklarda, yerel halkla birlikte ağır ağır yürüyerek kendimizi Durbar Meydanı‘nın büyülü atmosferine bıraktık.
Katmandu Vadisi’nin İhtişamı: Durbar Meydanları ve Kutsal Tapınaklar
Katmandu Vadisi, Nepal‘in ekonomik, kültürel, mimari ve sanatsal açıdan en zengin bölgesi. 1200’lü yıllardan itibaren tahtta olan Malla Krallığı, 15. yüzyılda üç ayrı krallığa bölününce, başkentler de Katmandu, Patan ve Bhaktapur olarak ayrılmış. Her krallık kendi şehrine bir Durbar Meydanı kurarak, saraylarının yanı sıra dini, kültürel ve mimari açıdan en görkemli eserleri inşa etmek için birbirleriyle adeta yarışmışlar. Biz de bu üç meydanı, onların eşsiz hikayelerini dinleyerek keşfe çıktık.
Katmandu Durbar Meydanı: Tarihin Canlı Sayfası
Nepal‘de çoğu meydan gibi, Katmandu Durbar Meydanı‘na giriş de ücretli. 2015’teki şiddetli depremde büyük hasar gören ülkenin, bu ücretlerle yıkılan yapıların restorasyonunu finanse etmeye çalıştığını bilmek, bu durumu daha anlaşılır kılıyor. Meydanda birçok bina kalaslarla desteklenmiş, bazıları restore ediliyor, hatta iki önemli tapınağa henüz dokunulamamış enkaz halinde duruyordu. Katmandu Durbar Meydanı‘na giriş ücreti 1000 Nepal Rupisi (yaklaşık 10 dolar). Eğer aynı meydanı ikinci kez ziyaret etmek isterseniz, biletinizi turizm ofisinde damgalatmayı unutmayın, böylece tekrar ücret ödemezsiniz. Biz de gezimizin son günlerinde yeniden bu büyülü atmosfere döndük.
Meydana girer girmez sizi yerel rehberler sarıyor. Biz de 10 dolara bir rehberle anlaştık, dört kişi olduğumuz için bize mantıklı geldi. İyi ki anlaşmışız! Öncelikle Yaşayan Tanrıça Kumari‘yi pencereden görme şansımız oldu. Rehberimiz sayesinde, o eşsiz anın yanı sıra meydanın tarihi ve kültürü hakkında da paha biçilmez bilgiler edindik.
Yaşayan Tanrıça Kumari’nin Gizemli Dünyası
Meydandaki en dikkat çekici yapılardan biri, Yaşayan Tanrıça Kumari‘nin Sarayı. Hinduizm’de, seçilen küçük kız çocuklarının Tanrıça Taleju’nun vücut bulmuş hali olduğuna inanılıyor. Katmandu‘da, dört yaşındaki Kumari‘yi penceresinden görmek, gezimizin en şanslı anlarından biriydi. Rehberimiz bizi sarayın penceresinin altına götürdü ve Kumari‘ye seslendi. Genellikle görünmeyen Kumari, kısa bir süre pencerede belirdi ve yaklaşık 30 saniye boyunca bize baktı. Bu anın, görenlere şans getireceğine inanılıyor. Kumari‘nin fotoğrafını çekmek kesinlikle yasak, ancak size onun bize göründüğü pencereyi ve bir afişten çektiğim fotoğrafını paylaşabilirim.
Kumari, Budist Şakra kabilesi arasından seçiliyor ve kusursuz güzellik, parlak cilt, anlamlı gözler, narin eller ve ayaklar, korkusuzluk gibi özel fiziki ve kişisel özellikler aranıyor. Adaylar, korkusuzluk sınavı gibi birçok teste tabi tutuluyor. Seçilen kız çocuğu, ilk adetini görene kadar sarayda yaşayıp tanrıça olarak kabul ediliyor. Sonrasında ailesine dönüyor ve yerine yeni bir Kumari seçiliyor. Bize şans getiren Kumari, 2017’de üç yaşındayken seçilen Trişna Şakya’ydı.
Katmandu Durbar Meydanı, UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alıyor ve Hindu ile Budist tapınaklarına ev sahipliği yapıyor. Ganesh, Shiva, Bhagwati, Saraswati, Krishna gibi Hint Tanrılarına adanmış pagoda stilindeki tapınaklar, mimarileri ve ahşap oymalarıyla göz kamaştırıyor.
Meydandaki Erotik Tapınak‘tan da bahsetmeden geçmek olmaz. Pagoda stilindeki bu tapınağın dışındaki ahşap süslemeler, erotik ve cinsel mesajlar taşıyan figürlerle bezenmiş. Rivayete göre, bir dönem gençlerin dine yönelip evlenmekten kaçınması üzerine kral, halka toplumsal bir mesaj vermek amacıyla bu tapınakların inşa edilmesini emretmiş. Oldukça ilginç, değil mi? Benzer tapınakları Bhaktapur ve Patan Durbar Meydanları’nda da görmek mümkün.
Maymun Tanrı Hanuman Tapınağı da meydanın renkli ve kalabalık noktalarından biriydi. Depremde tamamen yıkılan iki tapınağın kalıntıları ise, bize yaşanan trajediyi ve yeniden inşa ruhunu hatırlatıyordu. Meydanın çevresindeki tezgahlar, Hinduizm ve Budizm felsefesine göre yapılmış el emeği mandalalarla doluydu. Buradan kendinize ya da sevdiklerinize özel bir hediye almak harika bir fikir olabilir!
Pashupatinath Tapınağı: Yaşam ve Ölümün Dans Ettiği Kutsal Topraklar
Pashupatinath Tapınağı, Katmandu‘da beni en çok etkileyen yerlerden biriydi. UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alan, Tanrı Shiva’ya adanmış bu kompleks, Hindu inancına göre ölü yakma törenlerinin yapıldığı kutsal bir yer. Nepal‘in en büyük tapınak kompleksi olan Pashupatinath, kutsal kabul edilen Bagmati Nehri’nin iki yakasına yayılmış. Burası, günün her saati canlı ve törenlerle dolu.
Tapınağa giriş 1000 NPR (10 dolar) ve biz yine bir rehberle anlaşarak (1000 NPR) buranın derin anlamlarını öğrenmeye çalıştık. Asıl Shiva Tapınağı’na sadece Hindular girebiliyor. Biz de dışarıdan, Tanrı Shiva figürü ve kutsal boğasının olduğu görkemli kapıyı hayranlıkla izledik. İçerideki haşmeti sadece tahmin edebiliyorum!
Ölü yakma törenleri, nehrin karşı kıyısından rahatlıkla izlenebiliyor. Platformlar iki ayrı bölümdeydi: Nehir kenarındaki ilk 10 platform alt kastlardan kişiler için, köprünün diğer tarafındaki iki platform ise kraliyet ailesi ve en üst kast grupları için ayrılmıştı. Evet, kast sistemi maalesef ölüm aşamasında bile devam ediyor.
Nehir kenarında, ölen kişi ailesiyle vedalaşıyor, ardından yakılacağı platforma alınıyor. Külleri nehre atılıyor ve bu küllerin kutsal Ganj Nehri’ne ulaşarak ruhun reenkarnasyon döngüsünden kurtulduğuna inanılıyor. Bu törenleri yakından izlemek, farklı bir inanca tanıklık etmek, gerçekten de unutulmaz bir deneyimdi. Bir yıl önce Hindistan Varanasi’de de benzer törenleri izlemiştim, ancak burada halkın arasında, daha yakından gözlemleme fırsatım oldu.
Komplekste sadece tapınaklar ve cenaze törenleri değil, yaşlı bakım evleri, din adamlarının kaldığı yerler ve cenazesi olanlar için konaklama birimleri de bulunuyordu. Etrafta dolanan, dünyadan elini eteğini çekmiş Sadhular (Hindu din adamları) da renkli giysileriyle dikkat çekiyordu. Onlarla fotoğraf çektirmek isteyebilirsiniz, ancak sıkı durun: fotoğraf başına 10 dolar civarı para isteyebiliyorlar! Dünya nimetlerinden elini çeken birinden böyle bir talep gelince, kendimi gerçekliklerini sorgulamaktan alıkoyamadım. Pazarlıkla bu durumu çözdükten sonra gülümsediğimiz bir anı oldu.
Pashupatinath Tapınağı, Hindular için bir hac yeri, biz gezginler içinse farklı bir dünya kapısı. Katmandu gezinizde mutlaka ilk sıralara almanız gereken bir yer.
Daha önce Hindistan’daki benzer ruhani deneyimimi okumak isterseniz, Varanasi Gezi Rehberi: Ruhun Özgürleştiği Şehir yazıma göz atabilirsiniz.
Boudhanath Stupa ve Swayambhunath: Ruhunuzu Besleyen Budist Stupalar
Nepal nüfusunun büyük çoğunluğu Hindu olsa da, ülkenin yaklaşık %10’u Budist ve bu iki din barış içinde bir arada yaşıyor. Budizmin kurucusu Sidarta Gotama’nın Nepal‘in Lumbini şehrinde doğduğunu düşünürsek, burada çok sayıda Budist stupa olması şaşırtıcı değil. Katmandu‘da, dünyanın en önemli ve en büyük Budist tapınaklarından biri olan Boudhanath Stupa, Budistler için bir hac yeri.
Boudhanath Stupa: Huzurun Merkezinde Bir Dünya Mirası
Geniş yuvarlak bir taban üzerine piramit şeklinde yükselen bu görkemli stupanın üzerinde, her yönde Buda’nın gözleri bulunmakta. Kulenin 13 katı, Nirvanaya ulaşmak için geçilmesi gereken aşamaları sembolize ediyor. Stupaya girilemiyor, zira içinde daha önceki Budaların ve hatta Buda Sidarta’nın kemikleri olduğuna inanılıyor. Ziyaretçiler mantralarını söyleyerek stupa etrafında saat yönünde dönüyor, ibadet ediyorlardı. 2015 depreminde büyük hasar gören bu stupa, yeniden inşa edilerek eski ihtişamına kavuşmuş.
Etkileyici, bembeyaz ve huzurlu stupanın bulunduğu kapalı meydan, yürüyüş için harika. Çevredeki kafeler ve dükkanlar, bu kutsal atmosferi tamamlıyor. İbadet etmeseniz bile, burada uzun zaman geçirmek isteyeceğinizden eminim. Stupa giriş ücreti 400 NPR. Thamel Meydanı‘ndan taksi ile tek yön 400 NPR ödeyerek rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Rehbere gerek yok, sadece huzuru hissedin.
Swayambhunath Tapınağı: Maymunların Kutsal Evi
Diğer adıyla Maymunlar Tapınağı olarak da bilinen Swayambhunath Tapınağı, Boudhanath Stupa gibi bir Budist tapınağı. Katmandu Vadisi‘ne hakim bir tepede kurulu olan bu tapınağa ulaşmak için 360 basamak tırmanmanız gerekiyor. Ama inanın, o yorgunluk zirveye ulaştığınızda stupanın güzelliği, çevredeki tapınaklar, Buda heykelleri ve tüm şehrin panoramik manzarasıyla anında unutuluyor! Maymunlar her yerde, yollarda, tapınakların üzerinde… Bir süre sonra varlıklarına iyice alışıyorsunuz, sanki onlar da bu kutsal mekanın ayrılmaz bir parçası gibi.
Tapınağa giriş 200 Rupi (2 dolar). Thamel Meydanı‘na çok uzak değil, taksi ile tek yön 400 NPR civarında ödeyerek ulaşım sağlayabilirsiniz.
Narayanhiti Saray Müzesi ve Hayaller Bahçesi: Krallıktan Cumhuriyete Geçişin İzleri
Tarihi meydanları ve tapınakları keşfettikten sonra, 20. yüzyıl mimarisinin bir örneği olan kraliyet sarayına yöneldik. Narayanhiti Saray Müzesi, 2009’dan bu yana halka açık ve Nepal‘in yakın tarihini anlamak için önemli bir durak.
Nepal, 2008’de krallıktan Federal Demokratik Cumhuriyete geçti. Bu değişimin en dramatik sebeplerinden biri, 2001’de yaşanan, hala sır perdesi aralanamamış bir aile katliamıydı. Prens Dipendra’nın ailesinin 11 üyesini öldürüp intihar ettiği bu trajedi sonrası, ülkedeki rejim tartışmaları hız kazandı. Yeni kral Gyanendra’nın başa geçmesiyle artan iç savaş, sonunda krallığın sonunu getirdi. Saray, 2009’da halka açıldı ve kralların yaşam tarzını ve bu trajik olayların izlerini ziyaretçilere sunuyor.
Saray, 1970’te Kral Birenda’nın evliliği onuruna inşa edilmiş. En acısı, Kral Birenda’nın katledildiği bölüm ve kurşun izleri de ziyaretçiler tarafından gezilebiliyor. 52 odanın 19’u ziyarete açık. Zengin dekorasyonu, objeleri ve özellikle çarpıcı taht odası çok etkileyiciydi. Saray içinde fotoğraf çekmek yasak, bu yüzden tüm eşyaları zihninize kazımak zorundasınız. En çok dikkatimi çekenlerden biri, serili bengal kaplanı postları oldu. Bir zamanlar Nepal‘de çok sayıda yaşayan bu muhteşem hayvanların nüfusunun neden azaldığı, buradaki aksesuarları görünce daha net anlaşılıyor. Neyse ki, koruma çabaları sayesinde sayıları artıyor!
Saraya giriş ücreti turistler için 500 NPR. Yerel halk ve bazı ülke vatandaşları için fiyatlar daha uygun. Şaşırmadık, değil mi?
Aynı caddede, sadece 100 metre mesafede yer alan Garden of Dreams‘e de mutlaka uğramanızı öneririm. 1920’lerde Avrupa tarzı neoklasik tarzda yapılmış bu köşkün bahçesi, dünyanın farklı yerlerinden getirilmiş bitkileri, süslemeleri ve havuzlarıyla Katmandu’daki yeşil alan eksikliğini gideriyor. Burada dolaşmak, kafesinde bir şeyler içmek, adeta bir huzur molası. Bahçeye giriş ücreti 200 NPR.
Katmandu Yakınlarında Günübirlik Keşifler: Vadinin Gizli Hazineleri
Katmandu merkezdeki gezilerimizi tamamladıktan sonra, vadinin çevresindeki diğer önemli şehirleri keşfetmek için yola çıktık. Patan ve Bhaktapur, 15. yüzyılda ayrılan diğer iki krallığın başkentleriydi ve Durbar Meydanları mutlaka görülmeliydi. Katmandu‘ya yakın olmaları ve ulaşımın kolay olması, dört kişi olduğumuz için taksiyle gezmeyi ekonomik kıldı.
Nagarkot: Himalayaların Nefes Kesen Manzarası (Şanslıysanız!)
İlk turumuz, Nagarkot’ta güneşin doğuşunu izleyip ardından Bhaktapur’u gezmek oldu. Sabah 5’te başlayıp akşam 18:00’de biten bu günlük yolculuk için taksiye 35 dolar ödedik. Katmandu‘da mesafeler çok uzak olmasa da, kalabalık ve bozuk yollar nedeniyle yolculuklar tahmin edilenden uzun sürebiliyor. Vakti olan ve yalnız gezginler için yerel otobüsler çok daha uygun fiyatlı bir seçenek!
Nagarkot, Katmandu‘ya 32 km uzaklıkta, Katmandu Vadisi‘nin kenarında yer alan küçük bir köy. Himalayaların sekiz sıradağının (Annapurna, Manaslu, Ganesh Himal, Langtang, Jugal, Rolwaling, Everest ve Numbur) en geniş açıdan görülebildiği nokta burası! Everest’e tırmanamadığımıza göre, buradan o görkemli zirveleri görmek istedik. Güneş doğuşunu izlemek için erkenden yola koyulduk. Hava aydınlanmadan tepeye ulaştık, heyecanla bekledik… Ama şanssızlığımızdan, hava hafif sisli olduğu için Himalayaları net göremedik. Sonradan öğrendik ki, en net görülebileceği aylar Kasım-Aralık ve Mart-Nisan’mış. Ocak ayında gördüğümüz manzaralarla yetinmek zorunda kaldık.
Bhaktapur: Zaman Tünelinde Bir Yolculuk
UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alan tarihi şehir Bhaktapur, 12. ve 15. yüzyıllar arasında Nepal Krallığı‘na başkentlik yapmış. 18. yüzyıla kadar surlarla çevrili bu şehir, Nepal Newari kültürünü yansıtan adeta bir açık hava müzesi. Burada yaşayan Hindu ve Budistler uyum içinde yaşarken, şehir birçok kültürel festivale ev sahipliği yapıyor.
Şehrin ana meydanı, Durbar Meydanı, ahşap, taş ve metal işçiliğiyle, mimarisiyle görkemli bir görüntü sunuyor. Altın kapılı 55 pencereli saray, Kral Bhupatindra Malla’nın heykeli, büyük çan, Ulusal Sanat Galerisi ve sayısız tapınak burada sizi bekliyor. Depremde yıkılan tapınak kalıntıları da tarihin acı izlerini taşıyor. Katmandu ve Patan Durbar Meydanları’nda olduğu gibi, burada da pagoda, shikhar ve stupa tarzı tapınak mimarisinin en güzel örneklerini görebilirsiniz. Ahşap oymalı erotik tapınaklar da yine dikkat çekiciydi.
Bhaktapur‘da iki ayrı ana meydan daha bulunuyor: Taumadhi Meydanı ve Dattatraya Meydanı. Dünyanın en eski mesleklerinden seramik işçiliğinin hala geleneksel yöntemlerle yapıldığı bir meydanı da dolaştık, ancak yağmur nedeniyle yeterince tezgah göremedik. Zamanımızın bir kısmını meydanların dışında, şehrin ruhunu daha iyi hissetmek için ara sokaklarda dolaşarak geçirdik. Tarihi binalar, ilginç kapı süslemeleri, hediyelik eşya dükkanları ve taş dokusuyla bu sokaklar keşfedilmeye değerdi.
Bhaktapur‘da gezilecek alan oldukça geniş, bu yüzden bilet satış yerinde bekleyen rehberlerden yardım almanızı kesinlikle öneriyorum. Üç saat kadar süren rehberli gezimiz sonunda Durbar Meydanı‘na dönüp, meydanı tam olarak gören bir kafede kahvemizi yudumladık. Bhaktapur‘a giriş 1500 NPR (15 dolar), rehbere de 10 dolar ödedik. Katmandu‘ya sadece 12 km uzaklıktaki bu şehri, mutlaka görmelisiniz!
Patan ve Kirtipur: Komşu Krallıkların Cazibesi
Başka bir günümüzü eski başkent Patan ve Kirtipur’a ayırdık. Yine Thamel Meydanı‘ndan 20 dolara bir taksiyle anlaştık, böylece tüm gün arabamız ve şoförümüz oldu.
Patan: Güzel Şehir Lalitpur
Resmi adı Lalitpur, yani ‘güzel şehir’ anlamına gelen Patan, Katmandu merkeze sadece 5 km uzaklıkta ve Nepal‘in üçüncü büyük şehri. Katmandu ile Patan’ı sadece Bagmati Nehri ayırıyor, sanki birleşmiş gibiler. Hinduizm ve Budizm’in iç içe geçtiği, tapınaklar, heykeller, sanat eserleri ve mimarisiyle gerçekten de güzel bir şehir burası. Şehirde 55 Hindu tapınağı ve 136 Budist manastırı bulunuyor.
Patan Durbar Meydanı‘nda, 14-18. yüzyıllar arasında Malla Krallığı zamanında inşa edilen tarihi saray, Budist ve Hindu tapınaklar, heykeller, bronz, taş ve ahşap süslemelerin yanı sıra kraliyet hamamı da yer almakta. Tanrı Lord Krishna’ya adanan tapınağın yanına inşa edilen saray, müze olarak halka açık ve hem Hinduizm hem de Budizm eserlerini çok güzel sunuyor. Meydana giriş ücreti 1000 NPR ödediğimiz için müze girişine ayrıca ücret ödemedik. Meydanı, tapınakları ve saray müzesini uzun uzun gezdikten sonra, meydana hakim üç katlı bir binanın terasında manzaraya karşı kahve içmek ayrı bir keyifti.
Meydan dışında da çok sayıda tapınak var. Bizim özellikle görmek istediğimiz Golden Temple (Altın Tapınak), meydana yürüme mesafesinde ve giriş ücretliydi. Hem kapı girişi hem de içindeki altın işlemeler oldukça etkileyiciydi. Meydanın çevresindeki ara sokaklarda, güzel hediyelik eşya dükkanlarının yanı sıra geleneksel resim sanatı Thanka satan dükkanlarda sanatçıların çalışmalarını izlemek de harika bir deneyimdi.
Kirtipur: Katmandu Vadisi’ne Hakim Bir Tepede Saklı Tarih
Kirtipur, Katmandu‘da zamanı olanlara kesinlikle önereceğim bir şehir. Üç saatlik rehberli yürüyüş turumuzla Kirtipur’un büyük bir bölümünü gezebildik, sadece tepedeki Budist Stupa’yı görmeye vaktimiz yetmedi. Kirtipur, tarihi, kültürel ve doğal güzellikleriyle dikkat çeken, Nepal‘in en eski yerleşim yerlerinden biri. Küçük şehir, konumlandığı tepeyle Katmandu Vadisi‘ne hakim bir manzara sunuyor. Şehir giriş ücreti 400 NPR ödedik.
Hemen girişte Bagh Bhairab’a adanan bir tapınak bulunuyor. Hindu olmadığımız için tapınağın içine giremesek de, kapının önünde doğum günü nedeniyle oğluyla gelmiş bir babanın dualarını ve sunumlarını izledik, onlarla sohbet ettik. Sevimli çocuk ve babası bize özel poz bile verdi.
Bu komplekste rehberimizin özel olarak anlattığı iki bölüm beni çok etkiledi: Dünyanın yaratıcısı tanrıçanın, Godness of Earth’in, dünyayı yaratma anını betimleyen kısım ve müzik tanrısı için ayrılan bölüm. Bu bölümde özel olarak müzisyenlerin gelip dua edip müzik çaldığını öğrendik. Tapınak sonrası şehrin sokaklarını ve diğer tapınaklarını da dolaştık, yerel kültür ve yaşam tarzına yakından tanıklık ettik.
Ceren’den Gezi İpuçları: Katmandu Maceranız İçin Pratik Öneriler
- Pazarlık Sanatı: Thamel‘deki dükkanlarda, taksilerde ve hatta bazı rehberlik hizmetlerinde pazarlık yapmak kaçınılmaz bir gelenek. Genellikle söylenen fiyatın yarısından başlayarak, kendinizi rahat hissettiğiniz bir fiyata anlaşmaya çalışın. Güler yüzlü ama kararlı olun!
- Ulaşım Tercihleri: Eğer zamanınız kısıtlıysa veya kalabalık bir grupla seyahat ediyorsanız, taksiler pratik olabilir. Ancak bütçe dostu bir gezi arıyorsanız, yerel otobüsler veya mikrovanlar hem çok daha ucuz hem de yerel halkla iç içe olmanın harika bir yolu. Yollar bozuk ve trafik yoğun, bu yüzden mesafeler kısa olsa da yolculuk süreleri uzayabilir.
- Mevsimsel Manzaralar: Nagarkot’tan Himalayaları net bir şekilde görmek isterseniz, Kasım-Aralık veya Mart-Nisan aylarını tercih edin. Ocak ayında hava sisli olabiliyor ve manzarayı kaçırabilirsiniz.
- Rehber Edinme: Özellikle Durbar Meydanları ve Pashupatinath Tapınağı gibi karmaşık tarihi ve kültürel alanlarda yerel bir rehberle gezmek, deneyiminize derinlik katacaktır. Önemli detayları ve hikayeleri kaçırmamak için küçük bir ücret karşılığında profesyonel bir bakış açısı edinebilirsiniz.
- Yerel Lezzetler: Momo (Nepal mantısı), Dal Bhat (mercimek çorbası ve pilav yemeği) ve Lassi (yoğurt içeceği) gibi yerel lezzetleri mutlaka deneyin. Thamel’de birçok uygun fiyatlı ve lezzetli restoran bulabilirsiniz.
Son Söz: Katmandu’nun Büyüsüne Kendinizi Bırakın!
Katmandu, Nepal‘in en büyük, en kaotik ve en tozlu şehri olabilir. Ancak aynı zamanda tarih, kültür ve mimari eserleri açısından mutlaka görülmesi gereken, tam anlamıyla mistik bir şehir. Şehrin Durbar Meydanı, tapınakları, müzeleri ilginç; fakir ama sakin, huzurlu ve turistlere saygılı insanları da özel. İster dağcı olun, ister trekking tutkunu, isterseniz de sadece kültürel keşiflere aç bir ruh, Nepal size her şeyi sunacak.
Biz Katmandu‘ya oldukça uzun bir zaman ayırdık, 8 gece konaklayarak hem şehir merkezini hem de çevredeki önemli şehirleri doyasıya gezdik. Kalan 6 günümüzü ise Katmandu‘ya uzak iki farklı şehirde, Pokhara ve Chitwan’da geçirdik. O maceralarımı da Pokhara Gezi Rehberi: Yeşil ve Sakin Nepal ve Chitwan Ulusal Park’ta Safari yazılarımda bulabilirsiniz.
Peki ya siz? Katmandu‘nun bu büyülü çağrısına kulak vermeye hazır mısınız? Bu mistik şehri ziyaret ettiyseniz veya etmeyi düşünüyorsanız, deneyimlerinizi ve sorularınızı yorumlarda benimle paylaşmayı unutmayın. Yeni maceralarda görüşmek üzere!
