1. Anasayfa
  2. Keşfet

Türkiye’nin Renkli Hazineleri: Mozaik Müzeleriyle Zamanda Yolculuk

Türkiye’nin Renkli Hazineleri: Mozaik Müzeleriyle Zamanda Yolculuk
0

Renkli taşların bir araya gelip yüzyıllar öncesinin öykülerini fısıldaması, insanlarını, yaşamlarını, efsanelerini bugüne taşıması… Bu, bende her zaman tarifsiz bir hayranlık ve derin bir merak uyandırmıştır. Özellikle de benim için çok özel bir yere sahip olan, defalarca ziyaret ettiğim Hatay’daki o eski mozaik müzesinin bu tutkumda büyük payı var. Bazen bir Yunan-Roma tanrısının flörtözlüğü, bazen bir gladyatörün ölüme meydan okuyan bakışı, mozaikler aracılığıyla çağları aşıp bize ulaşıyor. Benim için o minik renkli taşların bir bütün oluşturması, çok çeşitliliğin insan hayatını nasıl zenginleştireceğinin de adeta somut bir kanıtı gibi. O küçük, bazıları neredeyse şeffaf parçalar, sadece eski dönemlerin estetik anlayışını değil, bugünün ruhunu da renklendiriyor.

Mozaik, antik Yunan-Roma uygarlığından bize miras kalan büyüleyici bir sanat. İlginçtir ki, antik dünyada Yunan uygarlığının doğal uzantısı kabul edilen Anadolu’nun batı kıyılarından ziyade (İstanbul’daki müze hariç), daha çok güney ve güneydoğu bölgelerinde bu göz alıcı eserlere rastlıyoruz. Türkiye’deki mozaik müzeleri, bu kadim sanatı en çarpıcı haliyle sergiliyor. Bu yazımda, özellikle mozaik eserlere geniş yer ayrılan veya tamamen mozaiklere odaklanan müzelerdeki kişisel deneyimlerimi sizinle paylaşacağım.

Türkiye’deki Mozaik Müzeleriyle Antik Dünyaya Adım Atmaya Hazır mısınız?

İnternet araştırmalarım ve bizzat yaptığım gezilerle Türkiye’de bu tanıma uyan birçok mozaik müzesi olduğunu gördüm. Bu müzeler, adeta birer zaman kapsülü gibi, geçmişin sanatını ve yaşam tarzını günümüze taşıyor. Benim en çok etkilendiğim ve özellikle ziyaret etmenizi önereceğim başlıca mozaik durakları şunlar:

  • Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi: Çingene Kızı’nın sırrına tanık olacağınız yer.
  • Hatay Arkeoloji Müzesi: Kalbimde özel bir yeri olan, geniş koleksiyonlu müze.
  • Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi (Amazonlar Villası): Kahramanlık destanlarının taşlara işlendiği diyar.
  • İstanbul Büyük Saraylar Mozaik Müzesi: Bizans İmparatorluğu’nun günlük yaşamına ışık tutan eserler.
  • Mersin Narlıkuyu Mozaik Müzesi: Üç Güzeller’in hikayesiyle küçük ama etkileyici bir durak.
  • Adana Misis Mozaik Müzesi: Benim için hüsranla biten ama ders çıkardığım bir deneyim.

Bu yazı, 2017 Mart ayında yaptığım gezilerin izlenimlerini içeriyor. Ben bir tarihçi değilim, bu yüzden teknik detaylardan ziyade, mozaiklerin bana hissettirdiklerini ve o büyülü atmosferi sizlere aktarmaya çalışacağım. Gelin, bu renkli yolculuğa Gaziantep’ten, Zeugma Müzesi’nin kapılarını aralayarak başlayalım.

Zeugma Mozaik Müzesi: Çingene Kızı’nın Büyülü Bakışları

Gaziantep’in Nizip ilçesinde, Fırat kıyısındaki barajın sular altında bırakacağı alanlarda yapılan arkeolojik kazılar, dünyanın en etkileyici mozaik müzelerinden birinin doğuşuna vesile oldu. Ben, 1999’da bu yoğun kazı çalışmaları sırasında şans eseri Gaziantep’teydim ve kazı alanını, hatta bazı mozaikleri bizzat görme fırsatı bulmuştum. Bu ilk karşılaşma, mozaiklere olan tutkumu perçinledi diyebilirim.

Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi, 9 Eylül 2011’de açıldığında, hem tasarımı hem de eserleri sergileme şekliyle beni büyüledi. Müzede, Fırat kıyısındaki Zeugma antik kentindeki villalardan (Okeanos, Zosimos, Menad, Dionysos, Poseidon gibi) çıkarılan tarihi mozaikler sergileniyor. Bu mozaikler genellikle M.S. 2-3. yüzyıla tarihleniyor ve Yunan-Roma mitolojisinden sahneler, tanrılar ve maceralar içeriyor. Eros ve Psyche’nin aşkı, Venüs’ün doğuşu, Dionysos’un düğünü gibi efsanelerle dolu panolar, bordürlerindeki göz alıcı geometrik ve bitkisel desenlerle birleşince adeta görsel bir şölen sunuyor.

Ancak müzenin gerçek yıldızı tartışmasız ki Çingene Kızı mozaiği. Karanlık ve mistik bir labirentten geçerek ulaştığınız, ustaca aydınlatılmış bu eserde, yüzyıllar ötesinden bize bakan gözlerden etkilenmemek imkansız. Mona Lisa tablosunda da kullanılan teknikle, hangi açıdan bakarsanız bakın, gözleri hep sizinle buluşuyor. Menad villasından çıkarılan bu gizemli yüz, bugün Gaziantep’in de sembolü haline gelmiş durumda. Onunla göz göze geldiğiniz an, zamanın nasıl geçtiğini unutuyorsunuz.

Hatay Arkeoloji Müzesi: Kalbimin Vazgeçilmezi

Mozaik müzesi kavramını ilk duyduğum ve kalbimde en özel yeri olan yer kuşkusuz Hatay. Asi Nehri kıyısındaki eski binasının insana huzur veren bir havası vardı. Bahar aylarında turunç ağaçlarının kokusuyla cennet bahçesine dönüşen o yer, şimdi çok daha modern ve muhteşem bir yapıya taşındı. 28 Aralık 2014’te yeni yerine taşınan Hatay Arkeoloji Müzesi, devasa sergi alanıyla, Antakya ve çevresindeki kazılardan elde edilen antik mozaik eserleri hakkıyla sergiliyor.

Buradaki mozaikler M.S. 1-5. yüzyıllara tarihleniyor ve tamamı taban döşemesi. Okeanos ve Tethys, Sarhoş Dionysos, Psykhe ve Eros gibi mitolojik efsaneleri konu alan panolar, adeta taşlara kazınmış birer hikaye kitabı gibi. Özellikle Avlanan Amazonlar tablosu, Zeugma’daki benzeriyle karşılaştırma imkanı sunarken, Mısır tanrıçası İsis’i konu edinen panolar dönemin kültür etkileşimini gözler önüne seriyor. Müzede, "Bahtiyar Kambur" gibi dönemin şaşırtıcı günlük yaşam sahnelerini veya belki de eğlence mekanlarını süsleyen ilginç eserler de mevcut.

Hatay Müzesi sadece mozaikleriyle değil, Hitit kralı Şuppiluliuma heykeli ve Babil yönetim kurallarının yazılı olduğu kitabe gibi başka tarihi mozaikler ve arkeolojik bulgularla da dikkat çekici. Burası, Türkiye’deki mozaik sanatını en geniş yelpazede görebileceğiniz yerlerden biri.

Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi: Orpheus’un Melodisi ve Amazonların Avı

Şanlıurfa Müzesi’nin hemen yanındaki ayrı bir binada yer alan Amazonlar Villası, Şanlıurfa ve çevresinde bulunan mozaik panoları sergiliyor. Haleplibahçe’deki Amazonlar Villası’ndan çıkarılan M.S. 5-6. yüzyıla ait mozaikler, özellikle Amazonların avlanma sahneleriyle göz kamaştırıyor. Devekuşuyla köpeğin mücadelesi, yaralı aslan figürleri, avcı Eros sahneleri… Her biri ayrı bir öykü anlatıyor.

Müzenin en dikkat çekici parçalarından biri ise yurt dışına kaçırıldıktan sonra ülkemize geri getirilen Orpheus Mozaiği. M.S. 194 yılına ait bu panoda, Frig başlığı takan ozan Orpheus, etobur ve otobur hayvanlar arasında lir çalarken betimlenmiş. Bu eser, sadece sanatsal değeriyle değil, üzerinde yapan sanatçının isminin (Bar Saged) ve Süryanice yazıların bulunmasıyla da eşsiz bir yere sahip.

Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi, mozaik eserler açısından zengin olduğu kadar, Göbeklitepe‘de sürdürülen kazılarda çıkarılan ve dünya tarihini değiştirecek nitelikteki bulgularıyla da büyük bir öneme sahip. Dünyanın bu zamana kadar bulunan en eski tapınağının replikasını görmek, arkeolojiye ilgi duyan herkesi büyüleyecektir.

İstanbul Büyük Saraylar Mozaik Müzesi: Bizans’tan Gündelik Yaşam Sahneleri

İstanbul’un kalbinde, Sultanahmet Camii’nin hemen arkasında, Arasta Çarşısı’nın ortasından girişi olan İstanbul Büyük Saraylar Mozaik Müzesi, Bizans İmparatorluk Sarayı’nın döşemelerini süsleyen eşsiz mozaikleri barındırıyor. M.S. 328’de Konstantinopolis’i başkent ilan eden İmparator Konstantin’in yaptırdığı ve zamanla genişleyen Palatium Magnum’un (Büyük Saray) kalıntıları üzerine kurulmuş bu müze, sizi doğrudan 6. yüzyıl Bizans’ına ışınlıyor.

Müzede, İmparator I. Jüstinyen dönemine ait olduğu düşünülen, 1872 m²’lik geniş bir alanı kaplayan mozaikler sergileniyor. Buradaki mozaiklerin en çarpıcı özelliği, genellikle hayvanların mücadelesini ve insanların gündelik yaşam sahnelerini konu alması. Deve üstünde çocuklar, kaz güdenler, eşek besleyenler, keçi sağan adamlar, çocuk emziren anneler ve çemberle oynayan çocuklar gibi samimi tasvirler, Bizanslıların günlük hayatına dair değerli ipuçları sunuyor. Yunan mitolojisine veya dini konulara gönderme yapan çok az eser olması, bu müzenin koleksiyonunu diğerlerinden ayırıyor.

Narlıkuyu Mozaik Müzesi: Üç Güzeller’in Sırrı

Mersin’in Silifke ilçesine bağlı Narlıkuyu’da, küçük ama anlamlı bir hazine gizli: Narlıkuyu Mozaik Müzesi. Bir Roma Hamamı’nın yıkanma bölümünün mozaik tabanı üzerine inşa edilen bu müze, M.S. 4. yüzyıla ait eşsiz bir esere ev sahipliği yapıyor. Girişin ücretsiz olduğu bu müze, Narlıkuyu’nun meşhur balık lokantalarıyla dolu koyunda konumlanmış.

Müzede, antik Calamie şehrinin limanında, Kutsal Adalar Valisi Poimenios tarafından yaptırılan hamamın döşemesinde yer alan bir mozaik panosu görülebilir. Bu panoda keklik, kumru gibi kuşlar ve en önemlisi Zeus’un Eurynome’den doğan üç kızı: Aglaia, Thalia ve Euphrosine (Üç Güzeller) resmedilmiş. Panodaki Yunanca yazıt, bu hamamın kaynağını bulan kişinin Poimenios olduğunu gururla belirtiyor. Bu küçük müze, Narlıkuyu’da geçireceğiniz bir güne eşsiz bir kültürel renk katabilir. Belki de bir gününüzü Cennet-Cehennem Mağaraları’nı gezip, ardından Narlıkuyu’da bir balık ziyafeti çekerek taçlandırırsınız?

Ceren’den Gezi İpuçları: Mozaik Rehberinizden Pratik Tavsiyeler

  • Güncel Durumu Teyit Edin: Gezinize çıkmadan önce, ziyaret etmeyi planladığınız müzenin güncel durumunu (açık/kapalı, tadilatta mı, eserleri taşındı mı?) mutlaka web sitesinden veya telefonla teyit edin. Benim Adana Misis Mozaik Müzesi ile yaşadığım hayal kırıklığını siz yaşamayın! Uğruna uzun yol gittiğim müzenin kapalı olduğunu öğrenmek, pek keyifli bir anı değildi.
  • Gastronomi ve Mozaik Keyfini Birleştirin: Türkiye’deki mozaik müzeleri, genellikle zengin mutfaklara sahip şehirlerde bulunur. Gaziantep’te Halil Usta’da bir kebap, Hatay’da Asi Nehri kenarında künefe, Şanlıurfa’da Ömer Usta’da çiğ köfte veya Gökçin’de bir baklava, bu kültürel keşif yolculuğunuzu lezzet şölenine dönüştürecektir.
  • Narlıkuyu’da Küçük Bir Uyarı: Mersin Narlıkuyu’da balık keyfi yapmayı planlıyorsanız, masanıza siz istemeden getirilen salata, yeşillik veya zeytin tabaklarının ikram olmadığını unutmayın. Eğer istemiyorsanız, nazikçe reddedin ki sonra hesapta bir sürprizle karşılaşmayın.
  • Zaman Ayırın: Mozaiklerin her bir detayı, her bir renk geçişi başlı başına bir sanat eseri. Bu tarihi mozaiklerin ardındaki hikayeleri anlamak ve o atmosferi içselleştirmek için kendinize yeterince zaman ayırın. Hızlı bir gezi, bu büyülü dünyayı tam anlamıyla deneyimlemenize engel olabilir.

Gördüğünüz gibi, Türkiye mozaik sanatı açısından eşsiz bir zenginliğe sahip. Sanırım gelecek dönemlerde yapılacak yeni arkeolojik kazılarla daha pek çok eser gün ışığına çıkacak. Bu yazı, mozaiklerin renkli dünyasına kayıtsız kalmayacaklar için kaleme alındı; var olan eserlerin peşine düşmek isteyenlere küçük bir rehber olsun istedim. Umarım mozaiklerin dünyasından aldığım keyfi size de aktarabilmişimdir. Belki de bir gün bir müze gezisinde, o taşların dile geldiği bir Dionysos şenliğinde karşılaşırız, kim bilir?

Siz de bu müzelerden birini ziyaret ettiniz mi? En çok hangi mozaik sizi etkiledi? Yorumlarınızı bekliyorum!

Merhaba! Ben Ceren Gezgin, dünyayı gezmeyi ve yeni yerler keşfetmeyi seven biriyim.Soy adım gibi gerçekten gezginim. Çocukluğumdan beri gezmeyi ve keşfetmeyi çok seviyorum. İlk kez 18 yaşında yurt dışına çıktım ve o günden beri farklı ülkeleri gezmeye devam ediyorum.Gezdiğim yerler arasında Türkiye, Avrupa, Asya ve Afrika'dan ülkeler var. Gezdiğim yerleri ziyaret ederken sadece turistik yerleri değil, yerel hayatı da deneyimlemeye çalışıyorum. Yerel halkla tanışıyor, onların kültürlerini ve yaşam tarzlarını öğreniyorum.Gezilerimi ve deneyimlerimi fiyatinedir.net sitesinde paylaşıyorum. Sitede ülke rehberi, şehir rehberi, gezilecek yerler, konaklama, ulaşım ve yeme-içme gibi konularda bilgiler bulabilirsiniz.Dünyayı benimle tanımanızı çok isterim. Farklı kültürleri, farklı yaşam tarzlarını ve farklı güzellikleri keşfetmenize yardımcı olmak istiyorum.

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir